Saruhan Hünel- Edda Sönmez olayında mesajlaşma kayıtları çıktı ya, kayıtları okurken bir konuya daha değinmeden edemeyeceğimi fark ettim. Bu kez sözüm Edda Sönmez'e ve onun gibi kadınlara... Kadın dayak yemiş, yüzü gözü morarmış, tekmelenmiş ve adamla telefonda konuşuyor. Yazışmada Saruhan Hünel, Edda'nın fotoğrafta Pascal Nouma ile samimi olduğunu ve onu delirtmemesini söylüyor. Peki Edda ne diyor? Fotoğrafları hemen kaldıracağını, hatta o an kaldırdığını söylüyor. İşte 'Eyvah!' diyerek dizimi dövdüğüm yer burası. Kızım dayak yemişsin, mahvolmuşsun, kişilik haklarına saldırılmış ve sen hâlâ bu adamla konuşuyorsun. Üstüne üstlük bir de kendini suçlu zannedip adamı daha fazla kızdırmamak, belki de onunla tekrar barışmak dileğiyle, onun sinir krizi geçirip seni dövmesine neden olan fotoğrafı kaldırıyorsun. Olmaz! Yanlış! Çok büyük yanlış!
Bakın kızlar; önce kendimizi seveceğiz ve sayacağız bu hayatta. Bizim birinci önceliğimiz özgürlüğümüz, kendimize güvenimiz, inancımız ve kişilik haklarımız olmalı. Sen kendini sevmezsen, saymazsan seni kim sevecek? Maalesef şiddet birçoğumuzun başına geliyor ve fakat başımıza geldiği zaman ne yaptığımız, kişiliğimizi ve geleceğimizi belirliyor. Şiddetin hiçbir türlüsüne izin vermek yok kızlar. Bunun aşkı, meşki, 'ama seviyorum'u yok. Sevme kardeşim, seni sevmeyeni sevme! Gerçek sevgide ve aşkta zaten şiddet yok. Önce bunu bellemek gerek. Yoo hayır; bunun bir keresi, iki keresi yok, özrü yok. Bir kere şiddete başvuran yine başvuracaktır. Siz kimsenin annesi, doktoru değilsiniz; kimseyi değiştiremezsiniz. Lütfen kızlar, yapmayın bunu. Lütfen ayaklarınızın üzerinde dimdik durun, eğilmeyin, bükülmeyin.