Önce haberi okuyalım: 'Cihangir'de bir mekanda sarışın bir kadınla yakınlaştığı görülen Rıza Kocaoğlu, kadın arkadaşını önden gönderdi. Yaklaşık 20 dakika sonra mekandan tek başına çıkan ünlü oyuncu, hızlı adımlarla evine doğru ilerledi. Kız arkadaşını kapı önünde 20 dakika bekleten oyuncu, magazin muhabirlerini atlattığını sandıktan sonra koşmaya başladı. Apartman önünde sarışın kadınla buluşan Kocaoğlu, flaşların patladığını fark edince çılgına döndü. Kocaoğlu, kendisini görüntüleyen muhabire "Benim kapımın önünde kimse iş çekemez, benim ailem aşiret, kapımın önünde iş çeken adamı vururum. O görüntüleri sileceksin" diyerek tehditler savurmaya başladı.
Muhabirin yakasından tutup tartaklayan oyuncu, önce "O benim kuzenim", sonra "Kız kardeşimin yakın arkadaşı", daha sonra da "Yakın arkadaşımın kuzeni" diyerek görüntüleri silmesi için muhabire baskıda bulundu. Ne yaptıysa görüntüleri sildiremeyen Kocaoğlu, gazete yöneticilerine ulaşmaya çalıştı. Kocaoğlu'nu taksi esnafı sakinleştirdi.'

GENÇ KIZ NE OLACAK?
Yeni bir Ozan Güven vakası... Neyse ki bu sefer taksiciler olaya müdahale etmiş. Kocaoğlu görüntülenmemek için Kasparov gibi hamleler yapmış ama sonunda yakalanmış.
Peki, Kocaoğlu'nu kapıda 20 dakika bekleyen önce kuzen, sonra kız kardeşin yakın arkadaşı ve en sonunda yakın arkadaşın kuzeni ilan edilen genç kızın dramı ne olacak?
Magazin dünyasında olur böyle şeyler; oyuncular kaçar, muhabirler kovalar. Ancak eylemlerde ön saflarda yer alan, solcu düşünceleriyle tanınan Kocaoğlu'na, "Benim kapımın önünde kimse iş çekemez, benim ailem aşiret" diye bağırıp çağırmayı yakıştıramadım.
Galiba Kocaoğlu da klasik Türk tatlı su solcusu! Eylemlerde, kafelerde özgürlük tiratları atıp kendisiyle ilgili en küçük bir krizde feodal bağlarına sığınmış. Hem aşiret edebiyatı yapan biri toprak reformuna da karşıdır.
İşini yapan bir basın emekçisini tehdit etmek, müdürü arayıp haberi sansür arayışına girmek falan ne kadar küçük düşürücü hamleler. İşte bu hamleler karizmayı derinden çizer!