14 Temmuz 2015 tarihli yazımda Aziz Yıldırım'ın "Volkan'ı bitirmek isteseydik Casillas'ı alırdık" açıklamasını şöyle yorumlamıştım: 'Yıldırım hep kritik bir hata yapar ve o hata da kaybetmesine neden olur. Umarım bu yılki kritik hata Volkan olmaz!'
Fenerbahçe medyası; o sıralar gerçekleşen ve bitme aşamasında olan sözde flaş transfer haberleri ile coşmuştu.
En trajik yorum da,. 'Fenerbahçe transferlerle Galatasaray'ın dördüncü yıldızını unutturdu' olmuştu. Aradan bir ay bile geçmedi, Fenerbahçe yine Galatasaraylılar'ın espri malzemesi oldu.
Yıldırım'ın kariyeri kritik hatalarla dolu; Zico'yu, Ersun Yanal'ı, Alex'i, şimdi de Egemen ve Emre'yi yollamanın faturasını ödüyor. Bir yıl kulübede yatan Diego Ribas'a umut bağlanması, Fenerbahçe'nin kadro zaafiyetinin en açık fotoğrafıdır. Nani'den çok şey beklemeyin. Josef de Souza, Emre'nin yerini dolduramaz, Kjaer, saatli bomba Alves ile oynadığı sürece hata yapar. Van Persie ise hâlâ kapalı kutu! Fenerbahçe bu kadro yapısıyla eskisinden de beter. Yeni kadro kuralım derken öyle kritik futbolcular yollandı ki; bir stoper, Emre ayarında bir orta saha ve Ribas'ın yerine gerçek bir 10 numara almak zorunda. Ya da Pereira bu yanlış kadro yapılanmasına uygun yeni bir sistem geliştirmeli. Tabii hedef Avrupa Ligi değilse!
Fenerbahçe, spor sayfalarına manşet olmak için transfer yapıp Fenerbahçe medyası da her yıl bu yanlış transferleri alkışladığı sürece sarı-lacivertliler daha çok Şampiyonlar Ligi melodisini hüzünle dinlerler.
Galatasaray en son ne zaman Avrupa Ligi'nde oynadı dersiniz? Sarı-kırmızılar bile unutmuştur: 26 Ağustos 2010 tarihinde Karpaty Lviv'e elenmişlerdi. Galatasaray bu sezon üst üste dördüncü kez Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak. Aynı başarıyı 1996 sonrası gerçekleştiren de yine Galatasaray'dı. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi macerası bir Nuri Bilge Ceylan filmi gibi uzun, sürekli bir dizi adeta. Fenerbahçe'ninkisi ise kısa film; her yıl turistik gezi yapıp dönüyoruz!