Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Törenden notlar

Festival, ödül töreni gibi organizasyonları düzenlemek zor iş. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünsen de mutlaka aksilikler yaşanıyor.
Çünkü yaptığın işte malzemen insan denen ne yapacağı hiç belli olmayan bir canlı. Festival ve ödül töreni düzenleyen organizatörler eleştirileceklerini baştan hesap etmeliler. Eleştiriyi yapanlar da bu işin ne kadar zor olduğunu bilmeliler. 'Vay efendim niye bu yanlış yapıldı?' demek kolay ama organizasyonu düzenlemek, eleştirmekten çok çok daha zor. Tabii biz gazeteciler de organizasyonların daha iyi olabilmeleri için yapıcı eleştirilerde bulunacağız...
52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin iki kapanış törenini de salondan takip ettim. Dağıtılacak ödüllerin çok olması ve ödül alanların konuşma sürelerini uzatmaları, TV'den yapılan canlı yayınlar için büyük sorun oluyor. Bu sorun hesaba katılarak bu yıl iki tören düzenlendi.
Bu uygulama pazar gecesi yapılan asıl kapanış törenine zaman kazanmak adına mantıklı bir çözüm gibi görünüyor ama bu uygulama ilk törende dağıtılan ödüllerin değerini düşürüyor sanki.
Bir de asıl şölen ertesi gün olacağı için ilk törenin sönük geçmesine neden oluyor. Bence tek bir tören olmalı; bazı ödüller, örneğin Antalya Film Forum ödülleri sinemacılar kürsüye çıkarılmadan verilmeli.
Bu işte herkesi memnun etmek zor, mutlaka bir seçim yapmak zorundasınız.

ÇEVİRMEN HATASI
Pazar gecesi yapılan törende yabancı konukların çevirmeni bariz hatalar yaptı, bu çapta törenler için bu hatalar affedilecek cinsten değildi.
Törende uluslararası ve ulusal ödüllerin karışık sunulması kafaları karıştırdı.
Örneğin; önce uluslararası ödüller dağıtılabilirdi.
Bir şov ya da mini bir müzik konserinin olmaması; hem salondaki, hem de ekran başındaki izleyicileri sıkmış olmalı. Eminim töreni bir kere ara vererek sunan Oktay Kaynarca da bu durumdan sıkılmıştır. Tamam, dağıtılacak ödül çok, zamanla yarışılıyor ama bu tarz törenlerde mutlaka ortamı şenlendirecek bir şeyler olmalı.
Törene katılanlar genelde şıktı, belki de Antalya Film Festivali tarihinin en şık törenleri yaşandı ama ne kadar ikaz edilse de ödülü almak için kürsüye jean pantolon ya da günlük kıyafetle çıkanlar da oldu. 'İlla takım elbise giyilsin' diyenlerden değilim; önemli olan insanın şık olması, kendine bir tarz yaratması. Tabii bunu da her insan yapamıyor. Ya da ilk törende kısa film ödülünü alan 'Zilan'ın gariban gençlerine kıyafet sponsoru ayarlanabilinirdi.

TARTIŞMA YARATMADI
Tüm bu eleştirilerim aslında küçük detaylar; törenin geneli başarılı geçti.
Tören salonu ve sahne tasarımı başarılıydı. Kırmızı halı geçidi iyiydi, tören akışında bir sorun yaşanmadı. Açılışta Catherie Deneuve, Jeremy Irons, Kathleen Turner gibi efsaneleri ağırlayan festival, bu başarıyı kapanış töreninde Vanessa Redgrave ve Franco Nero gibi efsaneleri de kürsüye çıkararak gösterdi.
Festival ve törenlerde tam bir yıldız yağmuru yaşandı. En önemlisi, genel kanı ödüllerin hakkaniyetle dağıtıldığı yönündeydi. Bu çok önemli, Antalya'da jürinin seçimleri her sene tartışma yaratır ama bu kez neredeyse hiç tartışılmadı.
Sinema ve sanat adına çok güzel bir gece yaşandı. Hem Antalya, hem de yayıncı kuruluşa büyük prestij sağlayacak bir tören gerçekleştirildiğine inanıyorum.
Festivale ve törenlere emeği geçen herkesi kutlarım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA