Geçtiğimiz hafta MET Gala'da giyilen kıyafetlere bakarken gözüme çarpanlardan biri Hong Kong'lu aktrist Carina Lau'nun siyah-beyaz kıyafetiydi. Aslında ilgimi çeken; oldukça klasik olan siyah-beyazın bir arada kullanıldığı kıyafetin dramatik havasıydı. İpek saten elbisenin eldivenle birleşen sol kolu, yine aynı kola yönlenmiş yakanın ucundaki fiyonk, 40'lı yılların Hollywood modasına gönderme yapar gibiydi.
Özellikle elbisenin siyah payetlerle süslenmiş ve yine bir fiyonkla başlayan kuyruğu bana şu soruyu sordurdu: 'Çok klasik ama yine de bu elbisede heyecan uyandıran bir şeyler var.' Hemen kıyafetin ait olduğu modaevine bakınca, boşuna elbisenin beni heyecanlandırmadığını fark ettim. Lau'nun kıyafeti bir Schiaparelli tuvaletiydi.

ANVELOP ELBİSEYİ YARATTI
Dünyanın en köklü modaevlerinden biri olan Schiaparelli, ismini 1920'li yılların ünlü tasarımcısı Elsa Schiaparelli'den alır. Coco Chanel'in çağdaşı Schiaparelli, ünlü gerçeküstücü ressam Salvador Dali ile yakın dost olmuş ve sanatçının eserlerini özellikle kumaş tasarımlarına yansıtmıştır. I. Dünya Savaşı sonrası iş hayatına daha çok atılan kadınlar için gündelik ve şık kıyafetler yapmayı da önemseyen Schiaparelli, kadın vücuduna çok yakışan ve kullanımı da oldukça rahat olan anvelop elbiseyi yaratan modacıdır.
Bunun yanı sıra fermuarı giyimde büyük bir kolaylık olarak neredeyse tüm tasarımlarında kullanan ünlü tasarımcının kadın tenisçiler için icat ettiği iki parçalı etek, günümüzün şortlarının öncüsü niteliğindedir. 1954'te ekonomik zorluklar nedeniyle kapanan Schiaparelli Modaevi, 2013 yılından beri markanın baş tasarımcısı Bertrand Guyon'un önderliğinde tekrar aktif hale geldi. Carina Lau'nun güzel kıyafeti de Elsa Schiaparelli'nin mirasının günümüze kadar taşındığının bir göstergesi olarak MET Gala'nın en şık kıyafetlerinden biri oldu.