Liseli Münevver Karabulut cinayeti kapsamında tutuklu bulunan katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun cezaevindeki babası Nida Garipoğlu, soruşturma savcısı Faruk Erşen Yılmaz'a ifade verdi. Soruşturma savcısının, cinayetin hemen ardından yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin sorularını yanıtlamadığı öğrenilen Nida Garipoğlu, 'Cem, bana son anda böyle bir durumdan bahsetti, daha sonra arabadan indi' derken, avukat Metin Feyzoğlu, yaşanan ihlaller nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracaklarını açıkladı.
Nida Garipoğlu, Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi içerisinde bulunan 1. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi'nde, avukatları Aytekin Kaya ve Metin Feyzoğlu ile birlikte Savcı Yılmaz'ın karşısına çıktı. İfade işleminin tamamlanmasının ardından Garipoğlu tekrar Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Adliye çıkışında açıklama yapan Nida Garipoğlu'nun avukatı Metin Feyzoğlu, cinayetin trajik bir olay olduğunu belirtti. Feyzoğlu, "Burada iki ailenin dramı söz konusu. Cinayeti, gencecik bir insanın öldürülmesini yadsımak, küçük göstermek söz konusu olamaz ama öbür tarafta bu olayların dışında olan, olay günü, olaydan önce ve olay sonrasında bambaşka bir yerde olduğu sabit olan bir insan. Evladı böyle bir olaya karıştığını ifade etmiş, bunun da bir baba için büyük bir trajedi olduğunu herkesin görmesi lazım" dedi. Temel hakların Anayasa'da yazılı olduğunun altını çizen Metin Feyzoğlu, "Bu temel hakların arkasında parantez açılıp Nida Garipoğlu hariç yazmıyor. O yüzden eğer bir hak temel haksa, bu herkes için bir haktır. Cezalar şahsidir. Ceza sorumluluğu şahsidir. Olay sırasında bambaşka bir yerde olduğu sabit olan, aynı anda iki yerde olması fiziken imkansız olan bir insanın 'adam öldürmeye iştirak'ten hala tutuklu kalmasını açıkçası müdafi olarak, hukukçu olarak doğru görmek mümkün değil.
Öte yandan, dosyada bir gizlilik kararı vardır. Bu gizlilik kararı nedeniyle dosya içeriğini incelememiz, telefon kayıtlarını görmemiz, ifadeleri okumamız mümkün değildir. Bu gizliliğin savunma hakkımızı yok ettiğini ifade etmek lazım. Ancak bir taraftan da dosya içeriğini basından takip etmek zorunda kalmamızı da anlamamız mümkün değil" diye konuştu. Müvekkilinin bugün verdiği ifadeye ilişkin sorular üzerine Feyzoğlu, "Müvekkilim önceki ifadesini tekrar etmiştir. Ancak olay günü oğlu yakalanmamıştı ve ifade vermemişti. Bugün artık ifade vermiştir ve ifadesinde bu olayın kendisinin işlediğini söylemiştir. Anayasa ve CMUK'a göre hiç kimse kendi çocuğunu suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaz. Nida Bey daha önceki ifadelerinde bu hakkını kullanmıştı ama oğlu olayı anlattıktan sonra Nida Bey bugünkü ifadesinde 'Cem, bana son anda böyle bir durumdan bahsetti, daha sonra arabadan indi' diye konuşmuştur. Oğlu ve kendi ifadesiyle çelişen bir nokta hemen hemen yok. Bunların ayrıntılarını dava sürecinde mahkeme inceleyecektir" ifadelerini kullandı. Avukat Metin Feyzoğlu, yaşanan ihlaller nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gideceklerini de belirterek, şunları söyledi:
"Tutuklu bir kişinin bu kadar uzun süre hakim huzuruna çıkılmadan aylarca ve aylarca insanların hürriyetlerinden mahrum edilmesi, cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edilmesi, bu gibi ve daha sayabileceğim onlarca noktada AİHM'nin söylemi çok nettir. Kitapta hangi ihlalden söz ediliyorsa, müvekkilim Nida Garipoğlu ile ilgili o ihlaller bu soruşturmada söz konusudur. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız, hazırlıklarımızı tamamladık. Ayrıca Nida Bey, telefon görüşmeleriyle ilgili sorulara yanıt vermedi."
