İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Balyoz Planı'' davası kapsamında hakkında çıkartılan yakalama kararı uyarınca aranırken bugün mahkemeye gelip teslim olan Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul'un tutuklanmasına karar verdi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Tümamiral Ertuğrul'un, hakkındaki yakalama kararına karşı beyanı alındıktan sonra sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
Davanın bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklar Mehmet Eldem, Nedim Güngör Kurabaş, Mehmet Erkorkmaz, Onur Uluocak, Rafet Oktar ve Refik Levent Tezcan'ın savunmalarının alınması tamamlandı.
Mahkeme heyeti, daha sonra duruşmaya ara vererek, yakalama kararına ilişkin değerlendirme yaptı.
Mahkeme heyeti, ''Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs'' suçundan hakkında dava açılan Ertuğrul'un, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin toplanamaması, konumu itibarıyla delilleri karartma şüphesinin olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Duruşma, yarına ertelendi.
Ertuğrul ile birlikte 224 sanığın yargılandığı davadaki tutuklu sayısı 185'e yükseldi.
Ertuğrul: "Teslim olmak benim için bir şereftir. Ben kaçmadım''
''Balyoz Planı'' davası kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul, ''Tedavimi kendi isteğimle yarıda keserek geldim. Teslim olmak benim için bir şereftir. Ben kaçmadım'' dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümüne gelerek mahkemeye teslim olan Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul'un yakalama kararına karşı beyanları alındı.
Ertuğrul, uzun süre yurt dışı görevinde olduğunu, Hint Okyanusu'nda görev yaptığını belirterek, Ankara'da bulunan TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde uzun zamandan beri tedavi gördüğünü söyledi.
Duruşmalara gelmemesinin kamuoyunda olumsuz yansımaları olduğunu ifade eden Ertuğrul, ''Bu nedenle tedavimi kendi isteğimle yarıda keserek geldim. Teslim olmak benim için bir şereftir. Ben kaçmadım. Kendi isteğimle taburcu oldum'' dedi.
Ankara'da 21 Mayıs 2010 tarihinde talimatla ifadesi alındıktan sonra hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ardından da tümamiral rütbesine terfi ettiğini belirten Ertuğrul, Gölcük Donanma Komutanlığındaki aramada ele geçirilen bazı belgelerde de adının geçtiğini hatırlattı.
Ertuğrul, ''Özgürlüğümü tehdit eden hayal ürünü dosyaların tümü imzasızdır. Belgelerin hiçbiri bana ait değil, evimde arabamda ve üzerimde bulunmadı. Belgelerin hazırlandığı bilgisayarlar ortada yoktur. Bu iftirayı yapanlardan şikayetçiyim. Darbe teşebbüsünün ne zaman ve kime karşı yapıldığı da belli değil'' diye konuştu.
Yurt dışında resmi görevde birlik komutanı olarak Türkiye'yi temsil ederken, denizde, Basra Körfezi'nde hakkında yakalama kararı çıkarıldığını ifade eden Ertuğrul, bu durumun kendisini üzdüğünü dile getirdi.
Ertuğrul'un avukat Günüzi Dizdar da bel kemiğinde ve sırt omurlarında ciddi rahatsızlığı olan müvekkili hakkında TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi tarafından verilen sağlık raporunu dosyaya sunduğunu söyledi.
Müvekkiline ozon tedavisi önerildiğini, bu duruma rağmen kendisinin duruşmaya geldiğini ifade eden Dizdar, Ertuğrul hakkındaki yakalama kararının kaldırılarak serbest bırakılmasını istedi.
Özden Örnek, bir yaşındaki torununu sevdi
Bu arada, davanın tutuklu sanıklarından eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in bir yaşındaki torunu ''Derin'', annesiyle birlikte duruşmaya geldi.
Duruşmaya ara verildiği sırada tutuklu sanıkların bulunduğu bölümde yer alan dedesinin kucağına verilen küçük ''Derin'', diğer sanıkların da sempatisini topladı.
