AMERİKALILARIN MEZARI İLE BİZDEN FARKLI: Amerika'da 20 yıl önce gömülmüş biri ile Türkiye'de 20 yıl önce gömülmüş birinin incelemesinde fark vardır. Onlar tabutla ve özel korumalarla toprağa verdikleri için 20 yıl sonra birkaç gün önce gömülmüş gibi bir ceset çıkabilir. Oysa Türkiye'de cesedin toprağa gömülmesi bu imkanı elinden alır. Bozulma çabuk olur. Toprak verimli bir topraksa bozulma çok daha hızlı olur ve elde bazen hiçbir şey kalmaz. Yıllar önce ölmüş birinin neden öldüğü açıklanabilir ama travma sonucu ölüm olduysa kurşun bir yerine saplandıysa, başına vurulduysa ancak o ortaya çıkabilir.
BEŞ YIL SONRA ORTAYA ÇIKABİLİR: Bu gün imkânlar ölüm nedenini tam olarak gösteremezse 5 yıl sonra bu verilerle kesin sonuç alınması mümkün olabilir. Saklanırsa olabilir ama söylediğim gibi şimdilik ancak bir yıl sonrasını yorumlayabiliyoruz.
ATATÜRK'E BİLE OTOPSİ YAPILDI ÖZAL'A YAPILMADI: Özal'a otopsi yapılmaması çok büyük bir hataydı. Hastane dışı ölümlerde ölüm nedeninin tam olarak belirlenmesi için otopsi yapılması gerekliydi. Şüpheli bir ölüm varken otopsi yapılmadan gömülmesi anlaşılır gibi değil. Atatürk'e bile otopsi yapıldı bunların kaydı vardır. Cumhuriyet Savcısı'nın ölüm nedeni konusuna açıklık getirmesi için otopsi istemesi gerekirdi. O gün otopsi istenseydi, ölüm nedeni belirlenirdi.
'ULUSLARARASI BİR HEYET AÇSIN' UYARISI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mezarını açma kararı vermesi ile birlikte tartışmalar da başladı. Adli tıp uzmanları, mezarın nasıl açılacağı, açılışında kimlerin görev alacağı, kemiklerin nerede inceleneceği sorularını gündeme taşıdı. Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, mezarın uluslararası bir heyet tarafından açılması gerektiğinin altını çizdi. Atasoy, zehirlendiği iddia edilen Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın cenazesinin de Cenevre'deki laboratuvarlarda incelenmesine karar verildiğini hatırlattı ve Özal için de böyle bir yönteme başvurulmasını gündeme getirdi.
"TÜRKİYE YETERLİDİR"
Adli Tıp Kurumu eski Başkanı Prof. Oğuz Polat, mezar açıldığında alınacak örneklerin mutlaka uluslararası referans laboratuvarlarına götürülmesi gerektiğini söyledi. Ankara Üniversitesi Adli Tıp Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Hancı ise Adli Tıp Kurumu'nun uluslararası geçerliliği olan bir laboratuvar olduğunu ve bu analizleri yapabilecek yeterliliğinin bulunduğu savundu. Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın mezarın açılmasına dair talimat yazısının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştığı, konuyla ilgili özel yetkili savcı Ümit Zafer Çolak'ın görevlendirildiği öğrenildi. Savcı Çolak'ın Adli Tıp Kurumu'na bağlı Morg İhtisas Dairesi, Kimya İhtisas Dairesi ve Biyoloji İhtisas Dairesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şubesi görevlilerinden oluşan bir ekiple mezar açma işlemlerini yapacağı belirtildi.
ZEHİRLENMİŞSE BULABİLME İHTİMALİ YÜKSEK
Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu (Adli Bilim Uzmanı- Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı): Her türlü şüphenin ortadan kaldırılmasının tek yolu budur. Günümüz teknolojisiyle bu şüpheyi gidermek mümkün. Bu nedenle fethi-kabir yapılacak. Yani biyolojik materyal topraktan çıkarılacak. Onun üzerinde analizler gerçekleştirilecek. Kemik ve şaç, tırnak burada materyaldir. Bunlar, bu tür analizler için gayet uygun materyallerdir. Doğru bir strateji ve yüksek teknolojiyle konu açıklığa kavuşturulabilir. Gerek fethi-kabir süresince, gerek analizler için uzman bir ekibin çalışması şarttır. Zehirlenme söz konusu ise bu materyallerden çıkma olasılığı sözkonusudur. Uzman toksikologların çalışması şart. Teknik olarak problem yok. Özal, zehirlenmiş ise bulabilme ihtimali söz konusudur.
ZEHİR VARSA SAÇ TELİ, KEMİK VE TIRNAKTA ÇIKAR
Yrd. Doç. Dr. Rıfat Battaloğlu (Eski Adli Tıp Enstitüsü Toksikoloji Uzmanı): Özellikle zehirlenme iddialarında saç teli, kemik ve tırnaklarda vücuttaki zehir materyali uzun yıllar geçse de kaybolmuyor. Tarih öncesi açılan mezarlardan bile DNA tespiti yapılabildiği gibi toksikolojik araştırma da oluyor. Adli tıpta toksikoloji alanı zehirli maddeyi ortaya çıkaran alandır. Ülkemizde toksikoloji bölümlerinde gelişmiş cihazlarla analiz yapılıyor. Bir de şunu belirtmeliyim ki Semra Özal'ın, eşi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ait olduğunu iddia ettiği saç örneği adli tıp araştırmasında bir şey ifade etmiyor. Çünkü doğrudan adli tıp uzmanının bireyden almadığı bir materyal hukuki olarak kanıt sayılmıyor.