Başbakan Tayyip Erdoğan'dan PKK'nın silah bırakması sürecine ilişkin AK Parti teşkilatına uyarı, muhalefete de sert eleştiriler geldi. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda AK Parti il başkanlarını sürecin hassasiyetine uygun hareket etmeye çağıran Erdoğan, şunları söyledi:
Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz. Herkesin bu sürecin hassasiyetini tam olarak anlamasını ve bu sürece uygun olarak hareket etmesini rica ediyorum. Türkiye'de terör sorununun sona ermesiyle her türlü rantını kaybedecek olan kesimler var. Bu çevreler iftiralarla milletin zihnini bulandırmak için her yola tevessül edeceklerdir ve ediyorlar.
Milletimizin bunlara itibar etmemesi, gerçekleri öğrenebilmesi için teşkilatımız bu söylentilerin üzerine gitmeli. AK Parti olarak meşruiyeti olmayan, milletimizin değerleriyle uyuşmayan hiçbir işin içinde olmadık ve olmayız.
Bu süreç bir turnusol kağıdıdır. Aynı zamanda samimiyet testidir. Kimin çözümden, kimin gözyaşından yana olduğunu netleşecet. Kendi kitlelerine şirin görünmek adına sürecin hassasiyetini zedeleyenler hem kendileri kaybeder hem ülkeye kaybettirirler. Biz her türlü kışkırtma, tahrik, provokasyon karşısında soğukkanlılığımızı ve sağduyumuzu muhafaza edeceğiz.
Terörle mücadeleyi asla askıya alacak değiliz. Terör örgütü silahlarını bırakıncaya kadar güvenlik güçlerimiz operasyonlarına devam edecektir. Diyarbakır, Tunceli, Mersin ve Kahramanmaraş'ta yapılacak gösterilerde güvenlik güçlerimiz sabotajların önüne geçmek için hassas olacaklardır. Siyasetçilerin, sorumluluk makamında olanların da aynı hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.
KOF KABADAYILIK
Dün MHP Genel Başkanı, bilinçsizce öyle bir pas attı ki bunu taca atmak da mümkün değil. Söylediklerini mealen aktarıyorum: 'Başbakan şunları söyledi, yüzde 34 oy aldı, şunları şunları yaptı yüzde 47 oy aldı, şöyle şöyle konuştu yüzde 50 oy aldı. Başbakan şimdi de bu süreci nihayete erdirirse yüzde 70 oy alır' diyor. Bu muhteşem matematik yeteneğinden, muhteşem siyasi çözümlemesinden, özellikle de AK Parti ile ilgili bu siyasi öngörüsü ve iyi niyet temennilerinden dolayı Sayın Bahçeli'yi tebrik ediyorum. Demek ki sorun sizde. Demek ki millet Başbakanı anlıyor.
BDP, Paris'te yaşanan olaylardan Hükümeti sorumlu tutmak gibi kışkırtıcı bir tavrın içine girdi. Bunlar ucuz siyaset örnekleridir, Fransa'ya, kendi efendilerine, kendi örgütlerine soru soracak cesareti bulunmayanların kof kabadayılık gösterileridir.
Bir başka kof kabadayılık örneğini de CHP'nin o malum teröristlere çiçek çocuk muamelesi yapan, teröristlerin evine taziyeye giden milletvekili sergiledi. Onun da kendi Genel Başkanı'na söz söyleyecek cesareti yok, bizim üzerimizden prim yapma gayreti içinde. Her fırsatta Kuvayı Milliye ruhunu sürekli istismar eden CHP'nin bugün artık 'Ege'de Rumlara etnik temizlik yapıldı' diyen bir parti haline geldiğini görüyoruz. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hemşehrisi olan bu milletvekilinden daha farklı bir zihniyete sahip değil. Çünkü gizli ajandası var. O gizli ajandasını asla açamaz.
Kendisi o koltuğa oturduğu andan itibaren Türkiye'yi, 'gazetecileri hapse atan bir ülke' olarak dünyaya lanse etti ve ediyor. (H.D., M.G, ve E.S,'nin terör suçları listesini saydıktan sonra) İşte bunlar CHP Genel Başkanının gazetecileri, bunların avukatlığını, propagandasını yapıyor. Şimdi kendisi Çin'de bir zahmet oradaki durumu da Çinli yetkililere sorsun. Teröristin evine taziyeye giden kendi milletvekiline güya ayar vermeye çalışıyor. Hiç kusura bakmasın, üzüm üzüme bakarak kararırmış, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
