Üniversite öğrencisi Duygu Yücel İstanbul Emniyeti'nin DHKP-C terör örgütüne yönelik geçtiğimiz hafta yaptığı operasyonu kapsamında gözaltına alınmış ve ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Kızın anne ve babası Ankara'dan İstanbul'a mahkeme salonuna gelmişti. Baba Hüseyin Yücel, "Kimsenin hayatı sönmesin. Ben kızımı okusun diye İstanbul'a gönderdim. Kime hizmet ettikleri belli olmayan bu hainler kızımı kale yaptılar, hayatını söndürdüler. Bunların devrimcilikle alakası yok. Bunların kendine faydası yok ki vatana, millete, insanlığa, topluma faydası olsun. Faydası olan insanları da hücrelerde çürümeye zorluyorlar" dedi. Baba Yücel kızını kandıranlardan ve kızının ifade vermesini engelleyen örgüt avukatlarından şikayetçi olacağını, kendi avukatının tehditle kaybolduğunu söylemişti. Yasemin Yücel ise "Ben kızımı istiyorum. Bu andan itibaren benim için hayat bitti" diyerek gözyaşlarına boğulmuştu. Baygınlık geçiren anneyi eşi zorlukla sakinleştirebildi.
ARAÇLARI KUNDAKLANDI
Terör örgütünün tuzağa düşürdüğü kızlarının tutuklanmasının ardından Ankara'ya dönen Yücel ailesinin aracı, Keçiören'de, kimliği belirsiz şahıslar tarafından kundaklandı. Komşuların zamanında fark etmesiyle söndürülen araçta maddi hasar oluştu. Olay yeri ve Terörle Mücadele ve Asayiş polisi olaya el koydu. Polis çevrede güvenlik kamerası incelemesi yaparak görgü tanıklarını dinledi. Olayın, Ankara'ya geldikten sonra evlerinde yalnız kalamayan çiftin babalarının evine gittikleri sırada meydana geldiği öğrenildi.
'BENİ TAKİP ETMİŞLER'
SABAH'a konuşan baba Yücel, "Çevremde bana bu şekilde zarar vermek isteyecek bir düşmanım yok. Kızımın tutuklanmasından sonra gösterdiğim tepkiler yüzünden, beni korkutmak ve yıldırmak için örgütün böyle bir şey yapmış olabileceğini düşünüyorum. Sanırım beni takip ettiler. Ama Allah'tan başka kimseden korkmuyorum" dedi. Kızını kurtarmak için verdiği mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini ve kızlarını örgüte yem etmeyeceğini belirten Yücel, devletin kendisini koruyup kollayacağına inandığını belirtti.
