Başbakan Tayyip Erdoğan, Bursa mitinginde "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganına karşılık, "Onun da zamanı gelecek" diyen MHP lideri Devlet Bahçeli'ye "MHP'nin dili kan kokuyor. Biz öldürmeye değil hayat vermeye geldik" yanıtı verdi. AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na saldıran DHKP-C'yi besleyen ülkeler olduğunu da belirten Erdoğan, "Hangi ülkelerin destek verdiğini uluslararası platformlarda belgeleriyle ortaya koyacağız. Onları dünyaya rezil edeceğiz" diye konuştu. Erdoğan, AK Parti Grubu'nda şu mesajları verdi:
(Bahçeli'nin Bursa mitingi) Son derece sorumsuz şekilde 'merak etmeyin, onun da zamanı gelecek' diyor. Bu 'senin teröristin kötü, benim teröristim iyi' mantığıdır. Kime vur diyorsun, kimi vuruyorsun? Daha önce mensubu olduğum partide bu sloganları atanlar olurdu. "Bizim kitabımızda ne öldürmek ne vurmak var" diye ön keserdim. "Biz hayat vermeye geldik." Kalabalığın gazına gelip sorumsuzca bir dil kullanması talihsizlik. Kışkırtan, tahrik eden, ayrıştıran bir dil Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne hizmet etmez. Yaşatmanın değil, ölmenin ve öldürmenin istismarından beslenen bir dil kullanıyor. Bunun sebebi çok açık; bu ülkede terör biterse MHP'ye istismar alanı kalmayacak. Ay yıldızlı bayrağa sarılmış şehit cenazeleri gelmezse, MHP'ye slogan atma zemini kalmayacak. Bunu bildikleri için MHP son derece huzursuz.
Şu anda çözüm süreci kararlılıkla ilerlerken bundan hem içeride hem de dışarıda birileri ciddi şekilde rahatsız oldu. Bunların bir kısmı aşırı solda. Bunların bazıları terör örgütüne 'silah bırakma, terörden vazgeçme' diye akıl veriyor. Ülkede on yıllardan beri suni olarak düşman üretildi. İrtica dediler, bölücülük dediler, sanal tehdit ürettiler. Suni tehditleri ortadan kaldırdık. İşte şimdi bunların elinde tek bir bahane var; o da terör. Son sığınakları, son bahaneleri, hatta son umutları bu.
Aziz milletimden tekrar rica ediyorum, muhalefetin kışkırtmalarına asla kulak asmasınlar. MHP'nin kan kokan diline, bazı BDP'lilerin kışkırtmalarına, bazı yazarların sorumsuzca iftiralarına, CHP'nin kafa karışıklığına bakıp zihinlerini hiç bulandırmasınlar. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Bakın şurada bir-iki ay içinde hava değişti. Güneydoğu'ya yatırım yapmak için lisans müracaatları bire kırk artmış vaziyette.
AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na saldırı gerçekleştiren DHKP-C terör örgütüne hangi ülkelerin destek verdiğini de uluslararası platformlarda belgeleriyle ortaya koyacağız. Dışarıda hangi ülkelerden besleniyorlarsa onların da üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Onları da dünyaya rezil edeceğiz. Her türlü uluslararası toplantılarda, adreslerine varıncaya kadar, resimleriyle, belgeleriyle ifşa edeceğiz.
Tutturmuşlar bir akil adamlar gidiyor. Bunlar bizim havuzumuzda yok. Biz böyle bir çalışmayı yapacaksak kararını medya veremez. Sorumlusu biziz. Hesabını biz vereceğiz. Hesabını vereceğimiz işin altına bedenimizi koyarız. Bu toplumda karşılığı olan insanlar kimlerdir? Biz bunlara bakacağız. Hanımlar da olacağı için akil insanlar ifadesi daha şık düşer. Eğer bunu kurmanın kararını verirsek 780 bin kilometrekareyi kuşatacak bir adım atarız. Bir yaptırım gücü değil, bizim bir müşavere heyetimiz olabilir. Toplumun algısını yönlendirme sürecinde onların desteğini alırız. Ama bu grup bir karar mercii değildir.
İSRAİL'İN ÖZRÜ
(İsrail'in özür dilemesi) Obama'nın şahitliğinde bu görüşmeyi gerçekleştirerek, bu işi bitirdik. Verilen sözlerin tutulup tutulmadığını takip edeceğiz. Sürece göre de adımlarımızı atacağız. Biz isterdik ki Türkiye'yi hedef alan bir saldırı karşısında muhalefet de dik dursun. Ama ne yazık ki bunu göremedik. Bunlardan mahcubiyet beklemeyin. İsrail özür diledi ve CHP özür dilemez.
HAMURSUZ KUTLAMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Musevilerin Hamursuz Bayramı'nı kutladı. Erdoğan yayımladığı mesajda, "Toplumumuzun tüm kesimleri, kendi dinlerini, adet ve geleneklerini, geçmişte olduğu gibi günümüzde de özgürce yaşama imkanına sahip durumdadırlar. Başta kendi vatandaşlarımız olmak üzere tüm Musevilere, Hamursuz Bayramı'nı kutlamakta oldukları bu hafta vesilesiyle en iyi dileklerimi sunuyorum" dedi.
Erdoğan'a 'Bilge Kağan Dünya Barış Ödülü'
Dünya barışına hizmetlerinden dolayı tarihte ilk kez verilecek 'Uluslararası Bilge Kağan Dünya Barış Ödülü'ne layık görülen Başbakan Tayyip Erdoğan, ödülünü almak üzere 10 Nisan'da Moğolistan'a gidecek. Erdoğan, ödülü, Türk dünyasının sembolü olan Orhun Anıtları'nın önünde alacak. Ödül Komitesi'nin Orta Asya, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinin parlamenterleri ve akademisyenlerinden oluştuğuna dikkati çeken Avrasya Kalkınma Platformu Genel Başkanı Hasan Cengiz, Erdoğan'ın 'yurtta sulh cihanda sulh' vecizesini özümseyen ender devlet adamlarından olduğuna işaret etti.
