Avukat Hüseyin Ersöz'ün dilekçesinde, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edildi. Dilekçede, mahkemeye birçok kez görev itirazında bulunulmasına rağmen bu taleplerin kanuna aykırı bir şekilde reddedildiği ve Üçok'un 2. sınıf askeri hakim olmasından kaynaklanan güvencelerinin yok sayıldığı öne sürüldü.
Dilekçede, reddi hakim talepli başvurularının "hukuka aykırı şekilde reddedildiği", Üçok'a isnat edilen suçların da hukuki ve fiili şartlarının oluşmadığı savunuldu.
Üçok'un dosya kapsamında yargılanan diğere sanıklarla örgütsel bir ilişki içinde bulunduğunu ve diğer sanıklarla eylem birliği içinde olduğunu gösteren herhangi bir iletişim kaydı veya delilin olmadığı da iddia edilen dilekçede, "Müvekkilin sosyal ve mesleki konumu dikkate alındığında hakkında kurulmuş olan hükmün bu açıdan da kanuna ve Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına aykırılık taşıdığı açıktır" ifadeleri yer aldı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan Üçok'u, "örgüt üyesi olmak" suçundan 1 yıl 8 ay, üç ayrı "dolandırıcılık" suçundan da 7 yıl 11 ay olmak üzere toplam 9 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Sanık Murat Tugay Tepe'nin çeşitli suçlardan toplam 142 yıl 11 ay, iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ile oğlu Murat Can Çarmıklı'nın da 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmasına hükmeden heyet, 6 sanığa ise 4 yıl 2 ay ile 51 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verilmesini, 7 sanığın da beraatini kararlaştırmıştı.