İngiliz The Guardian gazetesi, internet sitesinde, Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından Gezi Parkı olaylarına ilişkin olarak kaleme alınan bir yazıyı paylaştı.
"Türkiye: Protestolara rağmen tüm vatandaşlarımızı temsil ediyoruz" başlığıyla yayınlanan yazıda Davutoğlu, AK Parti'nin sağlam bir demokrasi kurduğunu, Türkiye'de bir demokrasi eksikliğinin söz konusu olmadığını vurguladı.
AK Parti'nin, iktidara geldiği günden bu yana, toplumun tüm kesimlerinin, hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde temel haklarını kullanabildiği istikrarlı ve adil bir sistemin oluşturulması için uğraş verdiğini kaydeden Davutoğlu, bunun kolay olmadığını, başarısızlığa uğrayan birkaç darbe girişimi ve keyfi, siyasileşmiş yasal işlemlerle partiyi ve liderlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan girişimler gibi pek çok engeli aşmak zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Davutoğlu, bu zorlukların üstesinden gelirken, demokratik prensiplere sıkı sıkıya bağlı kaldıklarını, kamuoyunun aklına güvendiklerini ve hukuk kuralları çerçevesinde hareket ettiklerini vurgulayarak, "Kendimizi bu ülkenin yöneticileri olarak değil, halkın seçtiği ve halka hizmet veren demokrasinin hizmetkarları olarak gördük" ifadesini kullandı. Partisinin, fikir ve inanç çeşitliliğini takdir ettiğini kaydeden Davutoğlu, "Ülkeyi vatandaşlarımızın gücü sayesinde yönetiyoruz. Bu nedenden ötürü partimiz seçimlerde üst üste zaferler kazandı" dedi.
"BARIŞÇIL GÖSTERİLER, DEMOKRATİK KATILIM KONUSUNDAKİ BAŞARIYI GÖSTERİYOR"
AK Parti'nin başarısının sandığın ötesine geçtiğini ifade eden Davutoğlu,"Esasında, tüm barışçıl gösteriler demokratik katılım ve tartışma ortamının genişletilmesi konusunda kaydettiğimiz başarıyı gösteriyor. Türkiye'de ne kadar çok insan, özellikle de genç nesiller siyasete katılırsa, farklı görüşlere saygı gösteren gerçek bir demokrasi kültürünün ayakta kalmasının da o kadar mümkün olacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi katılım ve muhalafetin bir tehdit değil, demokrasiyi ileri götüren bir enstrüman olduğuna inandıklarını kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin 2002 yılından bu yana bunun pek çok somut örneğini yaşadığını, entelektüeller, toplumda öne çıkan isimler ve gençlerin katılımıyla, demokratikleşme, Kürt meselesi ve azınlıklara ilişkin konular gibi alanlarda çalıştaylar ve istişare toplantıları düzenlendiğini hatırlattı.
Davutoğlu, Gezi Parkı'na ilişkin olarak da Başbakan YardımcısıBülent Arınç'ın eylemcilerin temsilcileriyle yaptığı toplantının yanı sıra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eylemlerin ilk günlerinden itibaren birkaç kez göstericilere çağrıda bulunduğunu ve konunun İstanbul'da yaşayanların oyuna sunulmasını önerdiğini aktardı.
Davutoğlu, The Guardian'daki yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Barışçıl gösterileri demokratik sistemin bir parçası olarak görsek de bu ilke ile kamu düzeninin sağlanması arasında bir orta nokta bulmamız gerekiyor. Gösteriler, hükümetin kalkınmaya ilişkin bir planına karşı çıkan barışçıl bir çevre hareketi olarak başladı. Ne yazık ki, şiddet yanlısı aşırıcı gruplar onların demokratik taleplerini gasp etti. Hiçbir demokratik hükümet herhangi bir yasa dışı ya da gayrimeşru grubun kamu düzenini tehlikeye atmasına, polise saldırmasına ve kamu ile özel kişilere ait mallara zarar vermesine izin vermez."
Göstericilere yönelik güç kullanımında bazı hatalar olduğunu da kaydeden Davutoğlu, hükümetin konuya ilişkin üzüntüsünü dile getirdiğini belirterek, olaylar hakkında soruşturmaların sürdüğünü, sorumlulardan hesap sorulmakta olduğunu ifade etti.
"TÜM ULUSU TEMSİL EDİYOR, İRADESİNE KARŞILIK VERİYORUZ"
Olayları kışkırtanların bazılarının AK Parti karşıtı olması sebebiyle, medyada yer alan pek çok haberde bunların uyguladığı şiddetin göz ardı edildiğini, hatta demokrasi yanlısı gruplar olarak yansıtıldıklarını ifade eden Davutoğlu, "Bu nedenle, Gezi Parkı gösterilerinin, Türkiye'nin en üst seviyedeki demokratik ekonomiler arasına yükselişine ilişkin şüphe uyandırmak amacıyla istismar edildiğine inanıyoruz" dedi.
Reyhanlı'daki terör saldırısının haberlerde neredeyse hiç yer bulmadığına da işaret eden Davutoğlu, şunları belirtti:
"Toplumun büyük bir kesiminin desteğiyle seçildiğimizin farkındayız, ancak tüm ulusu temsil ediyor ve onun iradesine karşılık veriyoruz. Aynı zamanda, demokrasinin, katılım, tartışma ve uzlaşı sağlamayı içerdiğini de biliyoruz. Gezi Parkı aracılığıyla dillendirilen talepleri duyduğumuz gibi, partimizin cumartesi günü Ankara'da ve pazar günü İstanbul'da düzenlediği mitinglere katılan yüz binlerin sesini de duyuyoruz."
Seçimlerin, demokratik yollarla seçilmiş bir hükümeti değiştirmenin tek yolu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, AK Parti'nin birinci sınıf bir demokrasi kurduğunu belirterek, "Halkın iradesini yansıtmaktayız ve siyasi gücümüz, tüm vatandaşlarımızın gücüdür" ifadesini kullandı.
