Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Bugün mezun olan 475 öğrencimiz sadece Türkiye'nin değil bu coğrafyanın en güzide kurumunda eğitimlerini aldı.
Biz hem güvenliği tesis etmek hem de bunu hukuk ve domokrasi içinde özgürlüklere sahip çıkarak gerçekleştirmeliyiz.
Halkımız demokrasi ve özgürlük noktasında en ideali hak ediyor.
Yasakları kaldırdıkça Türkiye daha güvenli ve huzurlu hale geldi.
30 yıldır devam eden terör sorununu artık çözüm aşamasına getirdik. Bu aşamaya, bu umut verici noktaya sadece güvenlik tedbirlerini artırarak değil, güvenlik ve özgürlük dengesini samimi şekilde gözeterek ulaştık. Daha çok yasaklayarak değil, daha çok kısıtlayarak değil, daha çok görmezlikten gelerek değil tam tersine özgürlükleri genişleterek, yolları açarak, gönülleri kazanarak bu güzel seviyeye gelebildik
Türkiye'de güvenliğin, özgürlüklerin ve demokrasinin önüne geçtiği dönemler, inşallah geri gelmeyecek. Hiçbir sabotaj, hiç bir tahrik, hiçbir tuzak Türkiye'yi güvenlikçi politikaların egemen olduğu günlere geri döndüremez ve döndüremeyecek.
Böyle zorlu bir coğrafyada, Türkiye'nin güvenliğinden asla taviz veremeyiz. Ancak geçmişte yaşandığı gibi güvenliği bahane ederek hukukun çiğnenmesine, demokrasinin duraklamasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına da asla imkan tanıyamayız.
Asla hukukun çiğnenmesine, demokrasinin duraklamasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına asla imkan tanıyamayız.
Demokrasinin standartlarını yükselten, bu kadar reform yapan bir hükümetin Başbakanı olarak şunu bütün kalbimle, bütün samimiyetimle ifade ediyorum: Biz 'işkenceye sıfır tolerans' diyen bir hükümetiz. Biz polisimizin olaylara müdahale, gözaltı, sorgulama kurallarını değiştiren demokratikleştiren bir hükümetiz. Polisimiz hata yaptığında bunu zaten açık yüreklilikle söyler, gereğini de yaparız. Ancak hiç kimsenin, kim olursa olsun ister milletvekili ister birileri, bizim polisimize küfretmeye hakaret etmeye hakkı yoktur.
Bizim polisimiz kurşun yiyor karşılığında su sıkıyor, biber gazı sıkıyor.
Bize Avrupa Birliği dersi verenler önce müktesebatın içeriğini okusun. Polisimiz son derece sabırlı gösterildi.
Bu son olaylarda polisimiz, gerçekten kendisini bir başka ispat etmiştir. Haftalardır farklı yöntemlerle, farklı araçlarla, polisin, göstericilere şiddet uyguladığı iddia ediliyor. Göstericiler masum, sakin, çevre gönüllüsü, ağaç sevdalısı, çiçek, böcek, karanfil çocukları olarak gösterilirken, polisimiz şiddet yanlısı gösterilmek istendi. Oysa tablo bunun tam tersiydi.
Polisimizi uluslararası ya da ulusal medyaya, Türkiye'nin hasmı çevrelere asla yıprattırmayacağız. Ben ve Hükümetim, polisimizi gönülden tebrik ediyoruz. Her kademedeki polis kardeşlerime haftalardır devam eden olaylarda, fedakarlıkla, vatanseverlikle mücadele verdikleri için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Olaylar başladığı andan itibaren, polisimiz, son derece sabırlı, itidalli, tahammüllü davrandı. Her türlü medyayı, her türlü sosyal medya aracını kullanarak polisimize çok ağır saldırılar yapılmasına rağmen polisimiz soğukkanlılıktan asla taviz vermedi. Bir partinin milletvekili kameraların önünde polisimize çok ağır ifadeler kullanırken bile, polisimiz, vakarından ağırbaşlılığından asla geri adım atmadı.
Türkiye'nin polisi konusunda, uluslararası medya kuruluşları, onların Türkiye'deki uzantıları ya da bazı parlamentolar değil, sadece millet takdirde bulunur. İster bu süreçte olsun, isterse başka herhangi bir zaman, kural dışına çıkan polisimiz olursa elbette bunun idari, hukuki olarak gereği neyse yapılmıştır, yapılacaktır.
Bir polisimiz şehit oldu. Polisimize nasıl şiddet kullanıldığını önümüzdeki günlerde görüntüleri ile göstereceğiz.
Türkiye'nin polisi konusunda takdir ve yargıda bulunacak olan millettir. Hukuk dışına çıkana gereken yapılır.
Polisimizin demokrasiye ve hukuka daha fazla sahip çıkan ama aynı zamanda gücü artan bir konumda olmasını istiyoruz.
Siz milleti korumak için vazife alacaksınız. İnsanı ne kadar yüceltirseniz devlet o kadar huzurlu bir yer olur.