Anayasa Mahkemesi, 10 yıllık tutukluluk süresini iptal gerekçesini, Ergenekon davası kararı öncesinde açıklayarak hem İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne hem de yeni düzenleme yapması için 1 yıl süre verdiği Meclis'e mesajlar verdi. Yüksek Mahkeme 10 yıllık azami tutukluluk süresine ilişkin hükmü iptal ederken, yeni yasal düzenleme yapılması için Meclis'e 1 yıl süre tanımış olmasına rağmen kamuoyunda, "kararın derhal uygulanması" gerektiği yönünde görüşler dile getirilmişti, Gerekçeli kararın en dikkat çekici bölümü, "İptal Kararının Yürürlüğe Gireceği Gün Sorunu" başlığı altındaki son bölümü oldu. Mahkeme bu bölümde, iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlandıktan bir yıl sonra yürürlüğe girmesine oybirliğiyle karar verildiğini duyururken, "Kararın derhal uygulanması kamu düzenini ihlal edici nitelikte görülmüştür" dedi. Yüksek Mahkeme böylelikle, iptal kararının Ergenekon davasında, "derhal uygulama" yoluna gidilerek, hükümle birlikte tahliye kararı verilmesi gerektiği yönündeki görüşlere de dolaylı yanıt vermiş oldu. Gerekçeli kararın orta vadedeki etkisi de Meclis'in 1 yıl içinde yapması gereken yasada uzun tutukluluğun en fazla ne kadar olabileceği tartışmalarında görülecek. Yüksek Mahkeme, bu konuda "6, 7, 8 veya 9 yıl" gibi belirgin bir süreye işaret etmemeye özen gösterdi ancak Meclis'in uyması gereken kriterleri de sıraladı. "Ölçülülüğün" tanımını da yapan Mahkeme, "Tutuklama tedbirinin demokratik toplumda gerekli olması yeterli olmayıp ölçülü de olması gerekir" dedi. Mahkeme, azami tutuklama süresi belirlenirken özgürlük ve güvenlik dengesinin kurulması gerektiğini belirten mahkeme "Düzenlenen azami tutukluluk süresinin demokratik bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek kadar uzun olduğu, bu yönüyle tutuklamanın adeta bir ceza olarak uygulanabilmesine imkan tanındığı" vurgulandı.