Yeni adli yıl, devletin zirvesinin katıldığı törenle açıldı. Yargıtay Başkanı Ali Alkan, açılışta yaptığı konuşmasında üstü kapalı olarak Gezi eylemlerinde atıfta bulunarak, "İnsanların düşüncelerini özgürce ifade edemedikleri toplumlarda, bunun bedelinin çok ağır ödendiği ve ifade edilemeyen taleplerin sosyal risk ve manipülasyon alanı olarak ortaya çıktığı tarihsel tecrübeyle gözlemlenmekte. İfade özgürlüğüne yönelik somut şiddet ve nefret tehlikesine karşı kamu otoriteleri, siyasi ve sosyal liderler ile sivil toplum birlikte adım atmalı" dedi. Alkan'ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:
DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ: Bireylerin özgürce düşünebilmesi esasını hayata geçirecek, temel hak, din ve vicdan özgürlüğüdür. Bunu gerçekleştirmek için eğitim sisteminin özgür düşünceyi sağlayıcı biçimde kurgulanması, din ve vicdan özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerekmekte.
OTORİTER YÖNTEM MEŞRU OLMAZ: Demokrasinin, farklı düşünceleri içinde barındırma yönü aynı zamanda onun risk potansiyelini de oluşturmakta. Bu potansiyeli, kendisini koruma saikiyle başvurulacak otoriter yöntemleri meşru hale getirmez. Demokrasi siyasi tercihe, siyasi rızaya ve siyasi tahammüle dayanır.
YARGIYA DA GÖREV DÜŞÜYOR: Terörü sona erdirmek için yapılanların amacına ulaşmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte yargıya da görev düşüyor.
TOPLUMSAL UZLAŞMA: Türkiye'de anayasa değişikliğine değil, toplumsal uzlaşmaya dayanan hak ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasaya ihtiyacı bulunmakta. Meclis'teki siyasi partilerin, belli konularda anlaşıp sadece bu değişiklikleri gerçekleştirmeleri, yeni anayasa yapmada topluma karşı yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.