Başbakan
Tayyip Erdoğan, Avrupalı ombudsmanların da katıldığı, Kamu Denetçiliği Kurumu'nca düzenlenen Uluslararası Kamu Denetçiliği Sempozyumu'nda konuştu. Erdoğan, şu mesajları verdi:
ER YA DA GEÇ: Hiç kuşkusuz demokrasi sadece kurumların tesis edilmesinden, sadece hakların teslim edilmesinden ibadet değildir. Demokrasi bir zihniyet devriminin, benimsemenin, özümsemenin, kabullenmenin neticesinde en ideal anlamda işlevsel hale gelir. Devleti milletin hizmetkarı olarak yeniden şekillendirebilirsiniz. Yargıyı, bütün baskılardan, yönlendirmelerden uzak tutarak en ideal anlamda bağımsız hale getirebilirsiniz. Özgürlükleri, temel hakları, anayasa ve yasalarla kayıt altına alabilirsiniz. Ancak zihniyet değişimi ya da zihniyet devrimi gerçekleşmediği sürece yapılanlar sadece kağıt üzerinde kalacak, pratik teorinin çok arkasından gidecektir. Devlet şeffaf olabilir, kanunlara uyabilir, eşit, tarafsız olabilir. Devlet, kağıt üzerinde en modern, en ileri hakları vatandaşına temin edebilir. Ama devletin işleyişini sağlayan bürokrasinin zihniyeti değişmiyorsa kendisini bürokrasi yeni şartlara hazırlamıyorsa toplum demokratikleşirken, bürokrasi köhnemiş geleneklere sıkı sıkıya sahip çıkıyorsa, işleyiş mutlaka eksik kalacaktır. Zihniyet değişiminin vakit alacağını elbette biliyoruz ancak zihniyet değişiminin er ya da geç mutlaka gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu anlayışla yavaşlamadan, hız kesmeden reformlarımızı sürdürüyoruz.
KAMU DENETÇİLİĞİ: Zihniyet değişimi takdir edersiniz ki kolay değil zordur. Meşhur deyişle önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur. Biz bunu başaracağız. Kamu Denetçiliği Kurumu işte bu anlayışın bir neticesidir. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı bu anlayışın bir neticesidir. Özellikle yargıda gerçekleştirdiğimiz reformlar bu anlayışımızın bir sonucudur. İnşallah bunlarla yetinmeyecek, çok daha iyilerini vatandaşımızla buluşturacağız.
KÜFÜR EDENLER, 'ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ YOK' DİYEBİLİYOR: Şu anda yazarken, çizerken bırakın eleştiriyi, eleştiri sınırlarını aşarak bize hakaret etme özgürlüğüne sahip olanlar şu anda bizi 'bizim düşünce özgürlüğümüz yok' diye eleştiriyor. Bunu anlamak mümkün değil. Küfre varıncaya kadar bunları yapabildikle- ri halde hala 'özgürlüğümüz yok' diyebiliyorlar.
AĞAÇ DİKMEDE LOKOMOTİFİZ: İddiayla söylüyorum, AB üyesi ülkelerle biz ağaç dikme noktasında şu anda rekabetteyiz, biz ön alırız. Biz bu konuda vagon değiliz, lokomotifiz. İktidara geldiğimizden bu yana milyonlarca ağaç diktik, hızla bunu devam ettiriyoruz.
BÜYÜK HAKSIZLIK: Ve biraz da yeşile hayranım, hastayım. Bu işi çok severim ve bize adeta 'çevre düşmanı' gibi bir yaklaşım içerisinde olmak inanın bize karşı çok büyük bir haksızlık olur. Attığımız atacağımız adımlarda gösteri ve yürüyüşlerde hukuk içerisinde haklarını kullananları sadece koruruz.
Batı darbeyi tanımlasın
Şu anda Suriye'de yüz binler öldürüldü ve öldürülüyor. Peki Batı nerede? AB, Mısır'daki darbeye 'darbe' diyememiştir. O zaman darbeyi bize tanımlasınlar darbe nedir?
Bakıyoruz ki Danıştay gibi önemli bir kurumumuz bir karar alıyor. Karar bu ülkede başı örtülü olanlarla ilgili olumlu bir karar. Biri de çıkıyor diyor ki 'biz bunu kabullenemiyoruz'. Bu nasıl iş, bir taraftan inançlara saygıdan bahsedeceksin diğer taraftan inancının gereğini yerine getirenlere karşı böyle bir tavrın içine gireceksin. ANKARA