Cumhurbaşkanı Gül, ABD'den dönüşünde Esenboğa Havalimanında yaptığı basın açıklamasında, BM 68. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere New York'a gittiğini, BM üyesi 193 ülkenin tamamının katıldığı Genel Kurul'da, 83 ülkenin devlet başkanı düzeyinde temsil edildiğini, son dönemlerin en geniş katılımlı genel kurul toplantısının gerçekleştiğini belirtti.
BM Genel Kurulu'na geleneksel olarak ilk iki sırada konuşan Brezilya ve ABD'nin ardından üçüncü sırada hitap ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında yönetenler ile yönetilenler arasında meşruiyet açığı oluşmasının ve iç çatışmaların uluslararası barış ve güvenliğe oluşturduğu tehdide dikkat çektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, "İç barışın daha iyi bir küresel düzenin anahtarı olduğunu vurguladım. BM sisteminin reform ihtiyacına işaretle gerçek anlamda demokratik temsil kabiliyetine sahip, etkin ve hesap verebilir bir güvenlik konseyinin şart olduğunun altını çizdim. Ayrıca Suriye başta olmak üzere gündemdeki önemli konularla ilgili Türkiye'nin görüşlerini paylaştım. BM Genel Kurulu vesilesiyle Genel Sekreter Ban Ki-Mun'un heyet başkanları onuruna verdiği geleneksel öğle yemeğinde Başkan Obama ile kısa bir görüşme yaptım. Ortak gündemimizde yer alan bazı önemli meseleleri değerlendirdik" diye konuştu.
BM Genel Kurulu'nun bu yıl "kalkınma" ana teması kapsamında toplandığını kaydeden Gül, BM'de sürdürülebilir kalkınma konulu "Liderler Diyaloğu: Vizyondan Eyleme" başlıklı toplantıda konuşma yaptığını dile getirdi. "Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Gerçekleştirilmesine Yönelik Çalışmaların Takibi" konulu özel etkinlik kapsamındaki yuvarlak masa toplantısına da, Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma ile başkanlık yaptığını kaydeden Gül, "Bu son dönemde BM'de düzenlenen kalkınma konusundaki en üst düzeyli ve en geniş katılımlı etkinlikti" dedi. Gül, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da çalışmaları yakından takip ettiğini ve katkıda bulunduğunu söyledi.
"RUHANİ İLE İLK YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEMİZİ YAPTIK"
Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine 2015-2016 dönemi adaylığıyla ilgili resepsiyon verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genel Kurula katılan üyelerin büyük ilgi gösterdiği resepsiyona aralarında Bulgaristan, Gürcistan, Somali, Filistin ve Sri Lanka'nın da bulunduğu bir çok ülkenin cumhurbaşkanı ve Irak Cumhurbaşkanı vekili katıldı. Çok sayıda hükümet başkanı ve bakan da iştirak etti. New York'ta bulunduğum sürede BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile gündemdeki konularla ilgili görüşme yaptım. Bilahare görüştüğüm Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile AB üyelik sürecimiz dahil güncel meseleleri ele aldık. Bu vesileyle İran'ın yeni cumhurbaşkanı Ruhani ile de ilk yüz yüze görüşmemizi yaptık. Bunların dışında da çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdim."
Ekonomi diplomasisi çerçevesinde Merrill Lynch ve Türkiye-ABD İş Konseyi tarafından düzenlenen etkinliklere hitap ettiğini, Dış İlişkiler Konseyi isimli düşünce kuruluşunda Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki kapsamlı dönüşüm süreciyle ilgili konferans verdiğini, ABD basın ve medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiğini dile getirdi.
"İSTANBUL, BM'NİN BÖLGESEL MERKEZİ OLMA YOLUNDA"
Yurtdışı ziyaretlerinde o ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarla bir araya gelmeye özen gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede ABD'de yaşayan Türk toplumu ve derneklerinin temsilcileriyle görüştüğünü, Ahıska Türkleri'nin temsilcilerini de kabul ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
"BM Genel Kurulu genel görüşmelerine iştirakimin ve temaslarımın uluslararası gündemde bulunan konulara ilişkin tutumlarımızın ve dış politikadaki önceliklerimizin en üst düzeyde muhataplarımıza ve dünya kamuoyuna aktarılması, ülkemizin sunduğu iş, finans ve yatırım potansiyelinin anlatılması açısından çok yararlı olduğuna inanıyorum.
Ziyaretimizin iki tane de somut getirisi olmuştur. Bunlardan ilki 2016 yılında ilk defa düzenlenecek olan Dünya İnsani Yardım Zirvesi'ne İstanbul'da ev sahipliği yapmamızın kararlaştırılmasıdır. Bu kararla Türkiye'nin dünyanın çeşitli yerlerindeki insani yardım çabalarına yaptığı katkılar BM zemininde bir kez daha tescil edilmiştir. Diğeri, BM Kalkınma Programı'nın Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölge ofisinin İstanbul'a taşınmasına ilişkin anlaşmanın imzalanmasıdır. Böylelikle İstanbul'un, BM çalışmaları bakımından bölgesel bir merkez haline dönüştürülmesi doğrultusunda önemli bir adım da atılmış oldu."
