İrem Çiçek, Yargıtay'ın aldığı kararla ilgili gazetecilerin sorularını cevapladı. Kararı değerlendiren Çiçek, hukuksuz başlayan bu davanın hukuksuz şekilde kesinleşerek, tutsaklığın daha devam edeceğini söyledi. Çiçek, "Siyasi pazarlık aracı olarak tutulan ve Özel Yetkili Mahkemelerin düğmeye bastığı bu davalar, anlıyoruzki; 'Bu davalar ilk başladığında muhalefet şerhi koyan hakimler vardı. Bu hukuksuzluğa parmak basan hakimler vardı.' Hepsini gönderen hükümet, gerçekten yeni kadrosunu güzel oluşturmuş vaziyette. Neden böyle konuşuyorum, Çünkü Yargıtay öyle bir içtihat oluşturdu ki, hem var olan içtihatlarına aykırı karar verdi. Hem de herkesin isminin bir dijital veriye bir listeye yazılması sonucunda 16-18 ve 20 yıllarla hapis cezasıyla yargılanmasının önü açıldı. Biz bu kararı tanımıyoruz, çünkü tanınacak bir karar değildir." diye konuştu.
Tebliğnamede beraati istenen sanıklarla aynı durumda olan 7 aynı hüküm onansın dedikleri' bir çok sanığın olduğunu ifade eden Çiçek, "İfadeleri aynı, gerekçeli kararları aynı ama sonuç farklı. Bazılarının ismi çoktan çizilmiş durumda. Bu dava başladığında onlar için karar verilmiş. Biz bu karara alet olmayacağız. Ne yazık ki önümüzde bir de Anayasa Mahkemesi engeli var. Çünkü ben artık Türkiye'de hukukun işlemediğini net olarak görüyorum." dedi.
Sahteliği onlarca bilirkişi tarafından tespit edilmiş bir karar olduğunu savunan Çiçek, Türkiye'deki yargı kararının içler acısı olduğunu kaydetti. Türkiye'deki yargının üzerinde siyasi baskı olduğunu öne süren Çiçek, bu nedenle sağlıklı bir karar çıkmayacağını savundu.
Çiçek şöyle devam etti: "Türkiye'de yargıda bir beklentimiz yok, hukuksuz başlayan bir dava ancak böyle sonuçlanabilir. Eğer aynı dili konuşuyor olsaydık zaten ilk dereceli mahkemesinden Özel Yetkili Mahkemelerden bu sıkıntı kalkardı. Hakan Fidan'lar için muteber görünmeyen davalar, Dursun Çiçekler için Genelkurmay başkanları için muteber görünmezdi. Burada siyasi pazarlığın tutsağı olmayacağız. Ve sonuna kadar yapılan bu zulmü anlatmaya devam edeceğiz."
