Yıldırım, Musa Anter'i öldürdüğü iddialarını kabul etmeyerek, 'Musa Anter ile bir ilgim yok. Bu bana atılmış bir iftiradır. Kumçatı Beldesi'nde başka Hamit Yıldırım var. Koruculuk yapıp, yapmadıklarını bilmiyorum.' dedi.
Diyarbakır'da 1992 yılında Kürt yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanmasıyla ilgili Hamit Yıldırım, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve Savaş Gevrekçi'nin yargılandığı JİTEM davasının 3'üncü duruşması 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İlk iki duruşmaya görüntülü olarak katılan sanık Yıldırım, ilk kez mahkemede hazır edildi. Duruşmaya müdahil avukatlar, Musa Anter'in oğlu Dicle Anter'in yanı sıra sanık avukatları katıldı. Duruşmada Anter'in öldürülmeden önce kaldığı otelin çalışına Osman Ateşal dinledi. Bazı kişilerin otele gelerek Musa Anter'i sorduğunu belirten Ateşal, "Bu kişi peşmerge kıyafetliydi. Gelen kişiler Şırnak bölgesinde kullanılan Kürtçeyi konuşuyorlardı." şeklinde konuştu.
Duruşmada çapraz sorgusu yapılan sanık Hamit Yıldırım, bazı üst düzey komutanlarının aşiret liderlerinin yanına gelip gittiğini ancak şuan aşiret liderlerinin hayatta olmadığını söyledi. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın evlerine gelmediğini iddia eden Yıldırım, 'Gizli tanık ifadelerini tamamen reddediyorum. Yeşil konusundaki ifadeleri yalandır. Yeşil'i tanımıyorum ve görmedim. Bu bir iftiradır. Abdülkadir Aygan'ı da tanımıyorum. Belki avukat gidip ona benim aleyhime ifade vermesini söylemiştir. Bunu nereden bileyim? Ben şehit ailesiyim. 9 çocuğum dışarıda kaldı.' diye konuştu. Yıldırım, beldelerinde çok sayıda korucu olduğunu belirterek, "Korucu olduğum için askerliğimi İkizce Taburu'nda yaptım. Ama korucuların hepsi askerliğini orada yapmıyor. Bu tabur bizim evimize 2-3 kilometre mesafededir. Cem Ersever'i tanımıyorum ve görmedim. Ben küçükken Osman Ağa'nın(Aşiret Lideri) yanında görmüştüm. Üstünde sivil kıyafetler vardı. Osman Ağa bunun Cem Ersever olduğunu söylemişti." ifadelerini kullandı.
Duruşmada sanık emekli Jandarma Albay Savaş Gevrekçi ise fenalaştı. Gevrekçi, salondan çıktı. Gevrekçi'nin avukatı müvekkilinin pankreas kanseri ve tansiyon hastası olduğunu ve tansiyonunun düştüğünü söyledi. Mahkeme Başkanı'nın izin vermesi üzerine Gevrekçi hastaneye götürüldü.
