İzmir'deki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Tersanesi'nde önceki gün, TCG Değirmendere römorkörünün bakım havuzundayken yan yatması sonucu 8'i asker 10 kişinin öldüğü olayla ilgili olarak askeri savcılık soruşturma başlattı. Gölcük Tersanesi'nden gelen askeri mühendisler inceleme çalışmalarına başladı. Savcılığın atadığı 7 kişilik bilirkişi heyeti, inceleme çalışmalarına bugün başlayacak. Aynı havuzda bulunan ve bakımı yapılan A6 mayın tarama gemisi denize indirilirken havuzun balans ayarı bozulunca takozları kırıldığı için TCG Değirmendere römorkörünün yan yattığı belirtilen facianın nedeni ve ihmal olup olmadığı da bu bilirkişi incelemesinin ardından belirlenecek. Bilirkişilerden Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nde görevli Prof. Dr. Gökdeniz Neşer, "Bu tür kazalar çok rastlanan bir durum değil. Havuzun veya geminin battığını görmüştüm ama böyle bir olayla daha önce hiç karşılaşmadım. Bakımda belirli prosedürler var. Bunları tek tek inceleyeceğiz" dedi. TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Osman Kolay da "Fazla geminin olması havuzun dengesini bozmaz. Römorkörün devrilmesi denge problemi olduğu anlamına geliyor. Desteklerden birisi çekilmiş ve unutulmuş olabilir. 26 yıldır ilk kez böyle bir kaza ile karşılaşıyorum" dedi.
'ŞEHİTLİKTE EV ALDI'
Astsubay Veysel Gündoğdu, evli ve 1 çocuk babasıydı. Eşi Meltem Gündoğdu ise 2 aylık hamileydi. Geride, 2 yaşındaki kızı damla ve henüz anne karnındaki bebeği yetim kaldı. Er Semih Sözen'in terhisine 5 ay vardı ve 20 Aralık'ta izne ayrılıp Erzurum'daki ailesinin yanına gidecekti. Annesi Nebahat Sözen oğlunun odasını süsleyip beklemeye başlamıştı. Kazadan bir gün önce ailesini arayıp, izin tarihinin değiştiğini bildirerek, "Perşembe oradayım" dedi. Ağabeyi Samet Sözen de Marmaris'te askerdi. Acı haberi önce aldı ve anne babasına bildirmek ona düştü. Er Yavuz Arslan ise 5 gün sonra terhis olacaktı. İzmir'de oturan annesi Neşe Arslan, "Yılbaşı öncesi eve gelecekti. Onu bekliyorduk. Oğlum Kadifekale Şehitliği'nde bir ev aldı. Artık ben şehitlikte oturacağım" diyerek gözyaşı döktü.
'ŞEHİT OLACAĞIM' DERDİ
Süleyman Mert Paşalı'nın terhisine 40 gün vardı. Çanakkale'de oturan babası emekli astsubaydı ve otobüs şoförlüğü yapıyordu. Uşaklı er Fehmi Kocaman'ın terhisine de 1 ay vardı. Mobilyacı olan Kocaman, askerden döndüğünde sevdiği kızla evlenecekti. Balıkesirli Serdar Baloğlu ise henüz 4 aylık askerdi. Dayısı, "Biz 'İnşallah tezkere alacaksın' dedikçe o sürekli, 'Ben tezkere almayacağım. Şehit olacağım' derdi" şeklinde konuştu. Alican Bülbül, Ispartalıydı. Babası Mehmet Ali Bülbül ve anne Döne Bülbül acı haberi, Burdur'un Karamanlı ilçesinde polis olarak görev yapan diğer oğulları Sercan Bülbül'ün evinde aldı. Samsunlu Rıdvan Çöpçü de 5 aylık askerdi. Ailenin en büyük erkek çocuğuydu, aşçılık yapıyordu ve bekardı. İşçilerden Cafer Kırbaş 3 çocuk babasıydı ve 5 yıldır tersanede çalışıyordu. Haftaya da oğlunun doğum günü vardı. Ercan Biçer (32) ise iki yıl önce tornacı olarak işe başlamıştı. 4 yıl önce Serap Aysal Biçer ile evlenen işçinin, henüz çocuğu yoktu ve yeni bir ev almıştı.
'BAHRİYELİ' ŞARKISIYLA UĞURLANDILAR
Şehitler için Alaybey Tersanesi'nde düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ile vatandaşlar ve şehit yakınları katıldı. Şehit asker Yavuz Aslan'ın annesi Neşe Arslan'ın törende "Bahriyeli" şarkısını söylemesi çevredeki herkesi ağlattı. Yavuz Arslan ile işçilerden Cafer Kırbaş ve Ercan Biçer'in cenazeleri ikindi namazının ardından İzmir Bostanlı Beşikçioğlu Camisi'nde yapılan törenden sonra toprağa verildi. Diğer askerlerin cenazeleri ise memleketlerine gönderildi. Genelkurmay Başkanlığı 2 sivili de ayırmayıp 10 şehit için başsağlığı mesajı yayınladı.