-Nurculuk hareketi ile Gülen Cemaati hangi meselelerde ayrılıyor. Aradaki fark nedir?
Bediüzzüman'ın en ehemniyetle üzerinde durduğu konu şudur: "Biz iman cereyanıyız, siyasi bir cemiyet değiliz. İman hizmeti vermekten başka hiçbir amacımız yoktur. Bunu yaparken de hiçbir tarafgirlik gütmeyiz. Herkese mutlak bir şekilde iman hizmeti vermek esastır." Siyasi bir gaye gütmek. Siyasi cereyanlardan birinin karşısında olmak, diğerini tutmak, kadrolaşmak, devlete nüfuz etmek, birtakım mevkiler elde etmek, iktidara gelmek gibi şeyler, bunlar kendi başına kötü şeyler değildir belki ama, Risale-i Nur cereyanı içinde katiyetle yeri olmayan hareketlerdir. Onun için bu tür bir hareket tarzını gördüğümüz yerde Risale-i Nur hizmetinden sözetmemiz doğru olmaz.
-Gülen hareketinin Risale-i Nur Küllitanı sadeleştirmesi diğer Nurcu grupları oldukça rahatsız etti. Bu mesele neden bu kadar önemli?
Bu hadise başından itibaren baktığımız incelediğimiz takdirde açıkça görülecektir ki Risale-i Nur'u sadeleştirelim de herkes anlasın gayesinden çok Risale-i Nur'u etkisizleştirme hareketidir. Bu cemaat Risale-i Nur'u okuduğu zaman da Risale-i Nur gibi anlamak değil, kendi renklerine büründürme şeklinde bir gaye takip etmişlerdir. Hatta Risale-i Nurları bir yana bırakın Hz. Peygamberi dahi ya devre dışı bırakmak veya kendi renklerine boyamak şeklinde teşessübleri uzun zamandır herkesin gözünün cereyan etmektedir.
-17 Aralık ve sonrasında yaşananlar sizce bir operasyon mu? Cemaat yargı yoluyla siyasete müdahale mi ediyor?
Sivil toplum kurarsınız, başkanınız kim, tüzüğünüz ne, bunlar da belli olur, ama bunu yaptığınız zaman Risale-i Nurlarla alakanızı da reddedeceksiniz. Çünkü Risale-i Nur diyor ki "Benim alakam olmaz siyasetle"… Hem onu kullanacaksınız, hem açıkça ortaya çıkmayacaksınız, hem de mafya babası gibi talimatlar vereceksiniz, bunun neresinde samimiyet?
Çözüm doğruluktur. Doğruluğun galip gelmesi lazım. Arada uzlaşma diye bir şey olmaz. Çünkü mahiyeti ortaya çıktı. İnsanlar girmişler, bir başkasının sırtından, kendileri açıkça risk almadan, devleti ele geçirmişler. Hadise bu, paralel bir devlet kurulmuş. Şimdi risk alarak iktidara gelmiş olanlar da diyor ki "Bizim sırtımızdan, devletin sırtından bu işi yaptırmayız!" Bunu sonuna kadar götürmek zorunda bence iktidar. Yani iktidar şu ya da bu olması önemli değil. Bizim Risale-i Nur talebeleri olarak herhangi bir tarafta olmamız sözkonusu değil ama, meşru iktidarı üstad desteklemiştir. Şu veya bu parti olduğu için değil. Bir yerde hürriyet atmosferi, milletin iradesinin serbestçe hakim olduğu bir atmosfer varsa, onun sonucuna da riayet edilmeli. Hadise bundan ibarettir. Burada şimdi ya birisi çıkacak ben de senin ortağınım diyecek, onun sırtından risk almadan bir yere gitmeye kalkacak, bunun dürüstlükle bir alakası yok. Burada barış da olmaz, olmamalı. Barış olduğu zaman bir ihanete teslim olmuş olur. İhanete teslimiyettir barış.