Yakın siyasi tarihin dinlenen önemli aktörleri arasında, eski Başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'la birlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yer aldı. Telekulaklar, 1994'te bu kez Başbakan Çiller, Devlet Bakanları Necmettin Cevheri ve Bekir Sami Daçe arasında geçen bir konuşmayı ortaya çıkardı. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na göre, bir Genelkurmay Başkanı, 4 yıllık bir görev süresi için seçilir ve ancak 67 yaşının sonuna kadar bu görevde kalabilirdi. Oysa Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, 1993'te henüz 3 yıllık görev süresini tamamlamışken, 67 yaş sınırına dayanmış ve görev süresi bir kanun hükmünde kararname ile uzatılmıştı.
KÖSTEBEK KİM?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de buna ses çıkarmamıştı. Şimdi Çiller, yeniden Güreş'in görevini uzatmak istiyordu. Böylece Güreş, beşinci yılına girecekti. Ayrıca, 1994 Askeri Şûrası'nda hem Hava Kuvvetleri Komutanı Halis Burhan'ın hem de Deniz Kuvvetleri Komutanı Vural Beyazıt'ın emekliliği söz konusu olacaktı. Demirel, bu kez karşıydı. O günlerde Yeni Günaydın gazetesinde Çiller'in, Cevheri ve Daçe ile bir telefon görüşmesi yayınlandı. 4 Mayıs 1994 tarihli Hürriyet gazetesinde "Skandal" başlıklı görüşmenin tam dökümü haber oldu. Telekonferans yöntemi ile gerçekleşen görüşmede Çiller, "Cevheri, Yetki Kanunu'na bir madde daha koyarak Güreş'in görev süresini bir yıl daha uzatabilir miyiz? Ben bunu sessiz biçimde Karayalçın'la konuştum. Buna sıcak bakıyor" diyordu. "Köstebek kim" sorusu uzun süre tartışıldı. Devletin güvenlik birimleri birbirlerini suçladı. MİT 'Biz dinlemedik' açıklaması yapmak zorunda kaldı, hangi tekniklerle dinlenildiği üzerine epey kafa yoruldu. Oysa dinlemede, yılar önce Özal'ın yurt dışından getirttiği telsizle köşkün kapısında haber yazdıran muhabirleri dinlediği yöntem kullanılmıştı: Telsizle, analog yayın yapan araç telefonlarını dinleme... O gün Yeni Günaydın'ın Başbakanlık Muhabiri Mehmet Ali Çıtak, Cevheri'nin aracını takip ediyor, elindeki telsizle Cevheri'nin otomobilindeki araç telefonundan Daçe ve konutundaki Çiller arasındaki konuşmaları yakalıyor ve kaydediyordu. Çıtak yaptığı açıklamada "Polis muhabirlerinin kullandığı telsizlerle araç telefonları dinlenebiliyordu. Ben de telsizle tarama yaparken tesadüfen denk geldim ve dinledim" dedi. Ankara Cumhuriyet Savcılığı da dinleme iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Çıtak'ın ifadeleri alındı ancak Çıtak'ın ifadelerinin ardından soruşturma dava açılmadan takipsizlikle kapatıldı.
MESUT YILMAZ, ERDOĞAN'I DİNLETTİ
2001'de
yaşanan olayda gazeteci Tuncay Özkan, o dönem Başbakan Yardımcısı olan Mesut Yılmaz'ı konutunda ziyaret ederek Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'ndeki dosyası ile ilgili olarak rüşvet vereceği ve lehte karar çıkartacağı şeklinde istihbarat aldığını iddia etti. Yılmaz bunun üzerine Başbakanlık Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu ile Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ı çağırdı ve hem Erdoğan'ın hem de Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı ile üyelerinin telefonlarının dinlenmesi talimatını verdi. Ancak dinleme sonucunda rüşvet iddiasıyla ilgili herhangi bir şey bulunamadı. Dinlendiği ortaya çıkan Yargıtay 8. Dairesi Başkanı Ünver, İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasını kazandı.Yargıtay üyelerinin telefonlarının 15 Ağustos 1998'de başlayıp 9 Eylül 1998'e kadar kanunsuz şekilde dinlendiği saptanmış ve Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak, mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında Yılmaz'ın talimatı doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürü'ne, İçişleri Bakanı'na ve cumhuriyet savcısına ya da mahkemeye haber verilmeden çalışma yapıldığını itiraf etmişti.
YARIN
Uzanlar'ın uzun kulakları nasıl işledi?
Devletin zirvesini kimler dinletti?