Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde gurbetçi oylarına yönelik tezgâh döküldü. YSK'nın oy kullanmada "randevu" sistemini zorunlu tutması, randevu almayanlar için ise otomatik oy kullanma zamanı belirleyip bunu bildirmemesi gurbetçinin sandığa gitmesini önledi. Oy kullanma oranı yüzde 7 düzeyinde kalırken 3 milyona yakın gurbetçi oy kullanamadı. YSK üyeleri, itirazların yapıldığı gün ise tatile çıkmayı tercih edip başvuruları karara bağlamadı. Türkiye, 10 Ağustos Pazar günü tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı seçmek için sandık başına gidiyor. Seçimlere günler kala siyasi tartışmalar hız kazanırken, yurtdışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy kullanmada yaşadıkları zorluklar Yüksek Seçim Kurulu'nu eleştirilerin odağı haline getirdi. 10 Ağustos seçimlerini, seçim sonrasını ve AK Parti'nin geleceğini AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Mustafa Şentop ile konuştuk. Şentop özetle şunları söyledi:
BAŞBAKAN İLK TURDA KAZANIR: İnşallah 10 Ağustos'ta, bu seçimi açık ara önde bitiren Sayın Başbakanımız, kazanan ise Türkiye olacaktır. Allah'ın izni ve milletimizin takdiriyle Sayın Başbakanımızın ilk turda Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçileceğine inanıyoruz. Gözlemlerimiz de, elimizdeki veriler de bunu gösteriyor.
KATILIM DÜŞÜK OLDU: Maalesef istenilen düzeyde bir katılım olmadı. Teknik sıkıntılar, organizasyonsuzluklar yaşandı. Hükûmet olarak bu konuda her türlü tedbiri almamıza, bu işe büyük bir bütçe ayırmamıza rağmen yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın katılımı düşük düzeyde olacak gibi görünüyor.
800 MİLYON BÜTÇE AYIRDIK: Hükümetler, yasal ve malî altyapıyı hazırlamakla sorumludur. Biz de bu konuda üzerimize düşeni herhangi bir kısıtlamaya gitmeksizin gerçekleştirdik. Bu proje için hükümetin ayırdığı bütçe yaklaşık 800 milyon lira. Yasal altyapıyı hazırladıktan, malî imkânları sağladıktan sonra seçimin usulüne uygun olarak yürütülmesini YSK'dan beklemek zorundayız. YSK, seçimlerin adil ve şeffaf bir biçimde yürütülmesini sağlamak, bir anlamda hakemlik yapmak amacıyla oluşturulmuş bir yapı. Seçimlerin yönetimi ve denetimi konusunda anayasa tarafından yetkilendirilen tek kurum YSK'dır. Yetki de sorumluluk da onda.
YSK HANTAL YAPIDA ISRAR ETTİ: Bu seçimlerde 54 ülkede 103 merkezde vatandaşlarımızın oy kullanabilmesinin yolu açıldı. Fakat YSK ne yazık ki süreci başarılı bir biçimde yönetemedi. Yurtdışında yaşayan vatandaşların oy kullanabilmesinin tek yolu, belli merkezlerde sandık kurmak ve randevu sistemi getirmek değildir. Zaten kanunda randevu sistemi zorunlu kılınmamıştır. Ne var ki YSK, randevu sistemini zorunlu kılmış ve bunu da, oy kullanılan ülkelerin talepleriyle izah etmeye kalkışmıştır. Oysa her ülke böyle bir talep içinde değildir. Bu tür talebi olan ülkenin şartlarını başka ülkelerde uygulamak lüzumsuz ve mantıksızdı. Maalesef YSK, üretilen çözümün uygulayıcısı olmaktan ziyade, hantal ve zorlaştırıcı bir yapı olmuştur.
RANDEVUSUZ DA OY KULLANILMALIYDI: Zorunlu randevu sistemi alaka görmedi. Yüzde 7 civarında seçmen randevu aldı. Bu tablo karşısında randevu almayan seçmenlere YSK otomatik randevu tarihi verdi. Ama garip olan şu ki, YSK verdiği randevu tarihini seçmene bildirmiyor, bildiremiyor. Bildirmediğin randevunun ne kıymeti var... Biz, randevulu seçmenlere öncelik tanınmak koşuluyla sandığa gelen herkesin oy kullanabileceği bir yöntem önerdik. Maalesef YSK bu başvurumuzu kabul etmedi. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, YSK'nın Cumhurbaşkanlığı seçimi için yurtdışında oy kullanımıyla ilgili randevu sistemini katı bir şekilde uyguladığını ve bu durumun katılımı azalttığını söylemişti. İşler, şimdiye kadar yurtdışında 232 bin, gümrük kapılarında da 152 bin gurbetçinin oy kullandığını açıklamıştı.
'BİZ İTİRAZ ETTİK YSK TATİLE ÇIKTI'
AK Parti olarak 25 Temmuz'da, yani randevu alma tarihinin son günü, başvuruların istenilen düzeyde olmaması üzerine YSK'ya itirazda bulunduk. Fakat YSK bu itirazımızı tatilde oldukları için 6 gün sonra görüştü. Türkiye için bu kadar hayatî ve tarihî bir seçim öncesinde YSK'nın tatile çıkması başlı başına bir garabet.
