Erdoğan, Amerika Başkan Yardımcısı Joe Biden ile telefon görüşmesi yapınca, "Obama, Erdoğan'ın telefonlarına çıkmıyor" diye haberler yayınlandı.
Oysa gerçeğin bambaşka olduğu, Erdoğan'ın son bir yılda Obama'yı tam 4 kez geri çevirdiği ortaya çıktı.
Amerika ile Türkiye arasındaki diplomatik satranç 2013 yılında başladı. Türkiye, hava savunma sistemi satın alacaktı. Amerika satmaya hazırdı zaten başka bir alternatif de düşünmüyorlardı çünkü onların hesabına göre Türkiye NATO üyesi olarak savunma sistemini başka yerden alamazdı.
Amerika, NATO'nun gücüyle Türkiye'yi bu alışverişte çantada keklik görürken, Ankara'nın Çin hamlesi dengeleri bir anda alt üst etti. Çin aynı malı daha ucuza satıyor üstelik Türkiye bu ekonomik alışverişle hava savunma sistemi konusunda Batı'ya bağımlı olmaktan çıkıyordu.
Çin'le yapılan pazarlık ve ön anlaşmaların ardından önce Gezi olayları ardından 17 Aralık süreci yaşandı. Obama ile Erdoğan arasında da soğuk rüzgarlar esiyordu. Hatta Erdoğan, bazı son görüşmelerini Obama ile değil yardımcısı Joe Biden ile yapmıştı.
İşte bu durum paralel medyada "Amerika, Erdoğan'ın kalemini kırdı, Obama Erdoğan'ın telefonlarına bile çıkmıyor" şeklinde yorumlandı.
Oysa işin iç yüzü bambaşkaydı. Evet Obama ile Erdoğan arasında bir kriz vardı fakat bu krizde altta kalan isim Erdoğan değildi.
Amerika önce siyasi baskı yaptı, toplumsal olayları körükleyerek Erdoğan'ı yıpratma yolunu seçti. Fakat Başbakan geri adım atmadı.
Ardından füze pazarlığında fiyat kırıldı, Obama'nın desteklediği Amerikan şirketi Raytheon-Lockheed, Çinlilerle aynı rakama bu işi yapmayı kabul etti. Başbakan yine geri adım atmadı.
Gelinen noktada fiyat daha da aşağı çekildi. Hatta 2013 Eylül ayından bu yana yani yaklaşık 11 ayda Türkiye'nin önüne 4 ayrı görüşme teklifi konuldu.
İlk teklif 2013 Eylül'de geldi. Erdoğan erteledi, iki ertelemenin daha ardından 30 Haziran 2014'de son teklif geldi, Erdoğan bunu da imzalamadı, son kararı 30 Ağustos'a bıraktı.
Obama sırf Türkiye savunma füzelerini Çin'den değil de Amerikan şirketinden satın alsın diye pazarlık masasında fiyatı Çinlilerden daha ucuza çekti. Ek olarak başka alternatifler sundu. Erdoğan'ın peşinde tam 4 kez koştu, hepsinde geri çevrildi.
Tüm bunları yazan ise İsrail medyası. Tabi onlar bu bilgileri yazarken, Erdoğan'ı Obama karşısında yüceltmiyor aksine Obama'yı Erdoğan'ın karşısında düştüğü durumdan dolayı yerden yere vuruyor. O yüzden bu haberleri yayınlıyor.
Çünkü İsrail, Gazze katliamları sürecinde Amerika'dan istediği desteği alamadı. Obama'nın İsrail saldırılarını kınamaması, desteklemesi İsrail için koca bir "hiç"ti. Onlar Amerika'dan daha fazlasını istediler, "biz Filistin'i yok ediyoruz bize yardım edin" dediler. Bekledikleri o azgınca yardım gelmeyince de Obama'nın üzerini çizdiler.
Amerika Başkanı Obama'yı da Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'i de İsrail'e ihanet etmekle suçladılar, "hain" dediler, "beceriksiz" dediler.
Kerry, Davutoğlu ile görüşünce üzerine bir de samimi pozlar verince çılgına döndüler. Obama, füze satmak için Erdoğan'ın peşinden koşuyor diye öfkeden deliye döndüler.
İsrail için Filistinlilerden daha büyük düşman Erdoğan'dır. Erdoğan'ın başarılı siyasi hamleleri bugün Amerika ve Batı'yı bir çok noktada dize getirmiştir. En azından Erdoğan, Batı'nın tertiplediği ve yeryüzünde hiçbir liderin dayanamayacağı baskı ve ayak oyunlarına karşı önce dik durmuş ardından galip gelmeyi başarmıştır.
İsrail, Erdoğanlı Türkiye'yi hazmedemiyor, Batı da öyleydi, onlar hazmetmeyi öğrendi, İsrail ise bunu tecrübe etmek bile istemiyor. İşte durum bundan ibaret. Erdoğanlı Türkiye'nin Batı'da da Ortadoğu'da da yeri, duruşu belli, bundan sonrasını hazmedemeyenler düşünsün.
