MHP Genel Merkezi'nde düzenlendiği basın toplantısında, Bahçeli, Türkiye'nin hayatın her alanında gerilemekte ve tökezlemekte olduğunu savunarak, sürekli ertelenen, ertelendikçe büyüyen, büyüdükçe içinden çıkılmaz hal alan derin ve köklü sorunların ülkeyi ciddi şekilde tehdit ettiğini ileri sürdü.
Türkiye'nin alarm verdiğini iddia eden Bahçeli, "Aradığımız, arzuladığımız ve umut ettiğimiz huzurlu ve güzel günlerden en ufak iz ve eser yoktur. Dirliğimiz son nefesini vermek üzeredir. Kardeşliğimiz ağır yaralıdır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, 62. Hükümet'in güvenoyu aldığını anımsatarak, "Yeni AKP Hükümeti'nin niyet, mizaç ve maksadı baştan sorunlu, baştan hasarlıdır. Çünkü bu hükümetin ipleri hala Erdoğan'ın elindedir. Çünkü bu hükümet Erdoğan'a zimmetlenmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, "Ahmet Davutoğlu, Çankaya'nın Başmabeyincisi olmaya peşinen rıza göstermiş, komutla ve kumandayla hareket eden Başçuhadarlık vazifesini gönüllüce kabullenmiştir. Bu, Türk milleti adına üzüntü duyduğumuz bir durumdur" diye konuştu.
Hükümet programında göze çarpan ana vurguların, yeni Türkiye, yeni Anayasa, paralel yapıyla mücadele ve sözde çözüm süreci olduğunu dile getiren Bahçeli, "Başbakan Davutoğlu, Erdoğan tarafından kulağına fısıldanan ve hatta talimatlandırılan ne varsa benimsemiş, daha doğru bir deyimle benimsemek zorunda kalmıştır" dedi.
"YENİ HÜKÜMET'İN GÜNDEMİNDE MİLLET YOKTUR"
Bahçeli, "62. Hükümet'in terzisi Erdoğan, kumaşı BOP, hastalıklı bedeni yeni Türkiye, gıdası bölücülük, vitamini paralel yapıyla mücadele, ezberi yeni anayasa, kirli mayası ise rüşvet ve yolsuzluk dosyalarıdır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, "Yeni Hükümet'in gündeminde millet yoktur, Türkiye yoktur, Cumhuriyet yoktur, millilik yoktur, heyecan yoktur, insan yoktur, sosyal ve ekonomik kesimlere umut da yoktur. Yeni Hükümet'in tek hedefi Recep Tayyip Erdoğan'ın ikbal ve çıkarlarına hizmettir. Sırf bu yüzden 62. Hükümet bir Erdoğan kumpası, bir Erdoğan komplosudur ve tepeden tırnağa zincirli, A'dan Z'ye prangalıdır" şeklinde konuştu.
"YENİ TÜRKİYE, KÜÇÜLMÜŞ BİR ÜLKE"
"Yeni Türkiye ezberi, AKP'nin tutulduğu iflah olmaz bir hastalıktır. Buradaki maksat rejim değişikliği ve kurucu değerlerin erozyonudur" ifadesini kullanan Bahçeli, "Yeni Türkiye'nin küçülmüş, sinmiş, silinmiş, sömürülmüş, zayıf bir ülke olduğunu" iddia etti.
Bahçeli, "Yeni Türkiye; insanlarımızın, AKP'ye oy veren-vermeyen, Alevi-Sünni, Doğulu-Batılı, inanan-inanmayan diye kamplaştırıldığı, milli bünyenin 36 etnik parçaya bölündüğü ve medeniyet liginden küme düşmüş bir ülkedir" değerlendirmesinde bulundu.
Devlet Bahçeli, "Yeni Türkiye'nin tarihinden kopmuş, kimliğine yüz çevirmiş, milli kültürüne yabancılaşmış, Türk'e hayat hakkı tanımayan, edilgen, pasif ve onun bunun eline bakan teslim olmuş bir ülke olduğunu" ileri sürdü.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Yeni Türkiye mahcup olmuş, ortak inançları kaybolmuş, süngüsü düşük, itibarı ve saygınlığı darbelenmiş ezik ve köhnemiş bir ülkedir. Yeni Türkiye, İmralı canisinin özgür kalacağı, PKK'nın siyasete taşınacağı, vatan hainliğinin, bayrak düşmanlığının ödüllendirileceği tükenmiş bir ülke gerçeğidir. Yeni Türkiye, Türk milletine düşmanlık sırasına girmiş ne kadar mihrak varsa terfi ve rütbe alacağı, para ve servete boğulacağı, milliyetçiliğin kuruyacağı, çözülmüş ve çürümüş bir ülke tanzimidir. Yeni Türkiye, çözüm diyerek PKK'ya teslim olmuş, barış diyerek dağılmaya çanak tutmuş, yeni anayasa diyerek parçalanmaya ve başkanlık sistemine göz kırpmış odakların eşine az rastlanan bir tuzağıdır. Yeni Türkiye, yeni bir Mondros, yeniden masaya konulmuş Sevr, yepyeni bir işgal ve özerklikten Kürdistan'a uzanan isyankarlıktır."
"ÇANKAYA, MİLLET VE CUMHURİYET'E MAL OLMUŞ MİLLİ VE TARİHİ BİR SİMGE"
Devlet Bahçeli, "Türk milleti, AKP'nin ve Erdoğan'ın, tarihimizle hesaplaşsın, milli ve manevi değerlerimizle çatışsın, yedi düvelin dahi yapamadığını milli irade kisvesiyle yapsın diyerek de önünü açmamıştır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Çankaya Köşkü'nde oturmayacak olmasını da değerlendiren Bahçeli, Çankaya'nın, millet ve Cumhuriyet'e mal olmuş milli ve tarihi bir simge olduğunu kaydetti.
Bahçeli, "Başbakanlığa tahsis edilecek olması da değersizleştirme ve manevi mevkiini düşürme hazırlığıdır. Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya duvarlardan çınlayan sesi mi Erdoğan'ı gocundurmaktadır? Türkiye Cumhuriyeti'nin bir asra yaklaşan birikim ve heybeti mi Erdoğan'ı ürkütmektedir?" ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli, "Erdoğan'ın, Ankara'nın göbeğinde, milletin alın terinden kestiği paralarla şahsına, sözde yeni Türkiye'nin sarayını yaptırması, milyon dolarlara uçak satın alması kalıcı değildir ve gün gelecek eski defterler mutlaka açılarak siyasi mahsuplaşma yapılacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"MESELE CEMAAT DEĞİL, RÜŞVETTİR"
Türkiye'nin en mühim ve kronikleşen sorununun rüşvet ve yolsuzluk olduğunu ifade eden Bahçeli, 17-25 Aralık 2013'te AKP Hükümeti'nin kıskıvrak yakalandığını ve yakayı ele verdiğini söyledi.
Rüşvetçiler, kara paracılar, altın kaçakçıları, komisyoncular ve havuzcuların korumaya alındığını, polis memurları ve müdürlerinin mağdur edildiğini ileri süren Bahçeli, "Devlet 17-25 Aralık'la birlikte kilitlenmiştir ki bu kilit henüz açılmamıştır" dedi.
Bahçeli, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kayıp trilyon davası kapsamında lazım gelen ifadeyi vereceğini belirtmesinin ve hukuka saygısını dillendirmesinin, takdire şayan ve herkesin özlem duyduğu bir tavır olduğunu dile getirdi.
Ucu nereye dayanırsa dayansın, rüşvet ve yolsuzluğa adı karışanların hesap vermesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Buna Recep Tayyip Erdoğan da dahildir. 17-25 Aralık'ta suçüstü basılan kim varsa şimdilerde güvendedir. Bunlar arkayı sağlama almışlar, dönemin Başbakanı'na sırtlarını dayamışlardır. Bu ülkede 8 aydır hukuk askıdadır. Bu ülkede 8 aydır haram yiyenler, hazineyi boşaltanlar dokunulmazdır. Hırsızlık güvenceye alınırken, yargının çivisi çıkarılmıştır" diye konuştu.
Bahçeli, "Mesele cemaat değil, rüşvettir. Mesele Pensilvanya değil, yolsuzluğa kapılmış hükümettir" görüşünü savundu.
"MİT DENİLEN KURULUŞ NE YAPMIŞ"
Türkiye'nin bazı ülkelerce dinlenildiği iddialarına da değinen Bahçeli, "Türkiye'nin milli güvenliği tehdit altındayken, ABD'sinden İsrail'ine, Almanya'sından Birleşik Krallığı'na ülkemizi dinlemeyen kalmamışken, MİT denilen kuruluş ne yapmış, başındaki zat neyle oyalanmıştır?" dedi.
"Anlaşılan kafası esen Türkiye'ye kulak kabartmış, canı sıkılan antenleri Türk milletine çevirmiştir" değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, yabancı istihbarat teşkilatlarının Türkiye'yi dinlemeleriyle ilgili bir soruya verdiği cevabın kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Milli güvenliği delik deşik olmuş, casusların, provokatörlerin cirit attığı bir ülkenin kaybetmeye mahkum olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Merak ediyoruz, paralel yapı herkesi dinliyor diyerek ortalığı ayağa kaldıran Erdoğan'ın, yabancı istihbarat teşkilatlarının dinlemesini olağan görmesi hangi akla hizmettir? Cumhurbaşkanı, sakladığı, gizlediği, açığa çıkmasından korktuğu, özel ilişkileri nedeniyle mi meseleyi alttan almaktadır" diye sordu.
"PKK, AKP'NİN KALESİNE GOL ÜSTÜNE GOL ATMAKTADIR"
Yeni kurulan Hükümet, PKK'yla müzakereleri hızla ve genişleterek sürdürdüğünü ve medyaya yansıdığına göre, görüşmeler sonucunda 9 maddelik bir yol haritası konusunda anlaşma sağlandığını aktaran Bahçeli, Doğu ve Güneydoğu'nda devletin olmadığını savundu.
Bahçeli, "PKK, AKP'nin kalesine gol üstüne gol atmaktadır. Hükümet PKK çarkına kapılmış, bölücülük kapanına kısılmıştır. İmralı canisi AKP'ye talimatla yasa çıkartacak noktaya gelmiştir. Yeni Türkiye ihanetinin şifreleri, yeni anayasanın muhteviyatı AKP-PKK-İmralı canisi arasındaki diyalog ve müzakerelerle yazılmaktadır" dedi.
Irak'ta, IŞİD'e karşı peşmergenin silahlandırılmasına değinen Bahçeli, peşmergeye giden silahların aynı zamanda PKK'nın da eline geçme ihtimalinden kuşkulandıklarını dile getirdi.
Bahçeli, "HDP Eşbaşkanı'nın utanmaksızın, Türkiye'nin PKK'ya silah yardımında bulunması teklifi şüphelerimizi artırmaktadır. Esasen ciddiye alınacak hiçbir yanı olmayan bu sefil önerinin, AKP'de cevap bulması maalesef ki olmayacak bir şey değildir" diye konuştu.
Devlet Bahçeli, bir yılı aşkın süredir gündemde olan sözde çözüm ve barış sürecinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in haberdar olmamasını ise inandırıcı bulmadığını belirtti.
Milli eğitimde de bir kriz ve kaos yaşandığını, eğitim sisteminin iyice laçkalaştığını ve enkaza dönüştüğünü savunan Bahçeli, "Milli Eğitim Bakanı her şeyi eline yüzüne bulaştırmış, siyaseten sıfırı tüketmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
"DİNLEMEKTE ZORLUK ÇEKEN VARSA BİZE BAŞVURSUN"
MHP'lilerin izlendiği ve dinlenildiği iddiaları anımsatılarak, bununla ilgili girişimleri olup olmayacağının sorulması üzerine, Bahçeli, bugüne kadar müracatlarına hiçbir cevap verilmediğini ve son günlerde konunun bir gazetede gündeme getirildiğini söyledi.
Bahçeli, "MHP, her tarafa açık olandır. Dinlemekte zorluk çeken varsa bize başvursun, biz gereken cevabı veririz" dedi.
"Partinizi de 'paralel yapının' dinlediği söyleniyor. Bu konuda bir yorumunuz olacak mı?" sorusuna ise Bahçeli, "Bunların hepsinin açıklığa kavuşması lazım. Paralel yapı üzerinde 'İnine kadar ineceklerini' söylüyorlar. Eğer bu ine kadar inerken kendilerini bulmazlar, bize de rast gelirlerse haberimiz olsun" diye yanıt verdi.
"Öğretmen atamalarının acil olduğunu söylediniz. Meclis olağanüstü toplantıya çağrılıyor. Fakat Torba Kanun'a ciddi bir muhalefetiniz de var parti olarak. Bu çalışmalara destek olacağınız anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine Bahçeli, "Evet bu konuda daha önce Meclis tatile girmeden evvel verilmiş sözümüz de vardır. Şayet Soma ve öğretmen konusu geldiğinde biz gerekli yardımı yapacağımızı ifade ettik" diye konuştu.
Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Bahçeli, "Bunu çok daha önceden ben ifade ettim. Sayın Fethullah Gülen Bey'in, Türkiye'ye gelmesi ve bugünkü siyasi iktidarla 10 yıllık beraberliğinin yüzleşmesini yapmasında yarar vardır. Eğer Fethullah Gülen, gelme kararını alır, Esenboğa'ya indiği gün, yeni uçakla Cumhurbaşkanı'nın nereye gideceğini de merak ediyorum" dedi.
