Deniz
Baykal'a yapılan kaset komplosunun ardından CHP'nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa referandumu, milletvekili genel seçimi ve geçen mart ayında yapılan yerel seçimle birlikte üç seçim geçirdi. İktidar iddiasıyla göreve gelen ancak partinin oyunu artıramayan Kılıçdaroğlu'nun son şansı ise 2015'teki genel seçim. Delegelerin, partililerin genel değerlendirmesi "Gandi'nin son kurultayı olabilir" şeklinde. Parti tabanı, partinin başına gelirken "Haramilerin saltanatını yıkacağız" diyen Kılıçdaroğlu'nun söylemini, Deniz Baykal ve Önder Sav'a meydan okuma olarak yorumlamıştı. Kılıçdaroğlu'na son şansın verildiği kurultayda, partililerin ortak isteği ise şuydu: "Yeter artık iktidar olmak istiyoruz." Genel başkan adayı Muharrem İnce, bolca alkış alan konuşmasında Kılıçdaroğlu'nu 'sağa kaymakla', cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde partiyi yok saymakla eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun düşük tempolu konuşmasındaki 'rakı sofrası' söylemi ise İnce'ye gönderme olarak algılandı. AK Parti'nin her seçimde kazandığı zafer ve parti içi tartışmalar CHP'de bir 'gaz sıkışması' yaşanmasına neden oldu. Partinin geçmişte Doğu ve Güneydoğu'da ciddi oy potansiyeli bulunmasına karşın Kürt sorunuyla ilgili proje üretememesi bölgede erimeye neden oldu. CHP'nin temel sorunu Türkiye'nin tamamını kucaklayamaması. Türkiye'nin büyük bölümünde olmamasının nedeni de, 'halka' dokunamamak. Türkiye'de 37 bin köyün bulunduğunu belirten bir partili ilginç bir istatistik anlatıyor. 2009'dan bu yana bu köylerin yaklaşık 14 bininden CHP'ye hiç oy çıkmamış. 4 bin köyde 1 ile 5 oy çıkmış. Köylülerin "Neden CHP'ye oy vermediniz?" sorusuna yanıtı şöyle: "Bunlar din düşmanı, derdimizle dertlenmiyorlar, halktan kopuklar, kutsallarımıza saygı göstermiyorlar." Bu verilere CHP'nin kurmayları nasıl bakar bilinmez ama bunca yıllık partinin hâlâ kendini halka anlatması lazım.