Batman'da
yasadışı örgüt soruşturması kapsamında Risale-i Nur öğreticisi din adamı Hüseyin Bulut ve 13 arkadaşının Emniyet'teki paralel yapı tarafından kurulan bir kumpasla tutuklanıp cezaevine konuldukları ortaya çıktı. Bulut'a bağlı medresede din dersi alanların 2008'de kentteki Nevruz kutlamalarında Said Nursi'nin posterlerini açması Bulut ve arkadaşlarına yönelik komplonun fitilini ateşledi. Emniyet içindeki paralel yapı Bulut'un telefonlarını yasa dışı olarak uzun süre dinleyip sözde delil topladılar. Paralel yapı, Bulut'un Batman'da CIA ajanı olduğu ifade edilen Budist Barbara Anna Lakeberg adlı bir kadınla sürekli görüştüğü, ders verdiği küçük kızlara ters ilişki teklifinde bulunduğu, halkı askerlikten soğutarak Atatürk'e hakaret ettiği emniyet fezlekesinde yer aldı. Nevruz kutlamalarında Said Nursi'nin posterleri açılarak halkın dini duygularının istismar edildiği, Bulut'un evinde yapılan aramada ele geçen bir CD'de Bahira adlı Hıristiyan bir kadın tarafından çizildiği iddia edilen Hz. Muhammed'e ait 23 adet resim ile erotik ve porno içerikli fotoğraflar ele geçirildiği, Bulut'un bebeği olan ailelere, Müslüman ismi yerine İbranice veya Süryanice isim koymalarını istediği ileri sürüldü. Telefon dinleme kayıtlarında, Bulut'un İsrail'e övgüler yağdırıp, İsrail'in Türkiye'den daha vicdanlı, şefkatli ve merhametli olduğunu söylediği iddia edilen kelimeler kayıt haline getirildi. Mahkeme emniyetin hazırladığı fezlekedeki iddiaların savcılık iddianamesine dönüştüğünü, ancak iddiaların tümünün soyut, mesnetsiz, asılsız iddialar olduğunu belirtti. Mahkeme, Nevruz kutlamalarında Said Nursi posterini açmanın suç olmadığını, çünkü bu etkinliğin valiliğin izni doğrultusunda yasal olarak yapıldığını belirtti. Mahkeme 2011 yılında suç unsuru oluşmadığından Hüseyin Bulut ile diğer 13 sanığın ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Paralel yapının düzmece iddialarıyla tutuklanan Hüseyin Bulut 10 ay, diğer 13 sanık ise 5 ay tutuklu kalarak aklanabildi.
