Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, kurtarılmalarının ardından Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. İnsanın vatanı için katlanamayacağı hiçbir şey olmadığını söyleyen Yılmaz, Türkiye'nin çabaları karşısında gurur duyduğunu belirtti. Türkiye'nin bütün adımları dikkatlice attığını belirten Yılmaz, emeği geçen, kendilerine dua eden herkese teşekkür etti. Öztürk Yılmaz, yaşadıklarını, duygularını şöyle dile getirdi:
HER ŞEYİ BİLİYORLARDI
"102 gün geçti, bugün esaretten kurtulmanın günüydü, çok mutluyuz. Sayın Başbakanımızı aradığımda 'Öztürk hoş geldin' dedi. Demek ki benden daha yakın takip ediyorlarmış, her şeyi biliyorlardı, her şeyi en iyi şekilde takip ettiler. Şahsen devletimle, ülkemle gurur duydum. İnsanın, vatanı için gittiği görevde başına her şey gelebilir. Musul dünyanın en tehlikeli yeri, binlerce insanın öldürüldüğü bir yer, terör olaylarının merkezi. Böyle bir yerde bayrak dalgalandırmak kolay iş değil. Biz de büyük sıkıntılar çektik, ancak insan ülkesi için bunlardan gocunmaz, bunlardan gurur duyar. Ben de ülkem için katlandığım her şeyden gurur duyuyorum."
GÖRÜNTÜLER BİZİ KORKUTMADI
IŞİD militanları tarafından kafası kesilerek öldürülen James Foley, David Haines ve Steven Sotloff'un görüntülerinin kendilerine izletildiğini açıklayan Yılmaz, "Ama bunlar bizi korkutmadı. Korkuyu daha ilk gün yenmiştik" dedi. Yılmaz, dış dünya ile iletişimi nasıl sağladıkları sorusuna ise, "Telefonum olduğu doğru. Ancak onu çok sakladık" cevabını verdi.
UMUTSUZLUĞA KAPILMADIK
"İlk yapmak istediğim şey, çocuklarımı alıp evime gitmek" diyen Öztürk Yılmaz, "Umutsuzluğa kapıldınız mı?" sorusuna, "Hayır. Allah'a inanan insanlar mutsuzluğa kapılmaz. Umutsuzluk diye bir şey olmaz, inanan insanların umutsuzluğu olmaz. İnsan yaşadıkça umudun ışığı da hiçbir zaman sönmez" yanıtını verdi. Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine Yılmaz, "Ailemle 102 gündür görüşmüyorum, şu anda ilk yapmak istediğim şey, çocuklarımı alıp evime gitmek" dedi. Öztürk Yılmaz'ın eşi Özay Yılmaz da "Biz de aynı şeyleri yaşadık 101 gün. Çok şükür kavuştuk" diye konuştu.
KAFASINA SİLAH DAYANDI
Rehinelerden Alptekin Esirgün: Başkonsolos Yılmaz, IŞİD mensuplarının Türkiye adına açıklama yapması yönündeki zorlamalarına karşı koydu. Kafasına silah dayandığı halde yine açıklama yapmadı. Süreci çok iyi yönetti.
Ela bebeğin babası Emin Ercan: Eşimle beraber vatanıma dönme sevinci yaşamak oradaki sıkıntıların hepsini unutturdu
Emniyet görevlisi Alparslan Yel: Orada esirlik hayatı vardı. Müslüman olduğumuz için biraz iyi davrandılar. Yine de o kadar rahat değildik. Orada bir savaş vardı.