Kobani'ye yönelik IŞİD saldırılarının protesto edildiği eylemlerin ardından oluşturulan kriz masasında görev alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, SABAH'a yaptığı değerlendirmede, tüm siyasi aktörleri, vatandaşları sağduyulu, soğukkanlı ve barıştan yana olmaya çağırdı. Eker, şu mesajları verdi:
SAĞDUYUYA DAVET: Diyarbakır terörü unutmuştu huzur, barış gelmişti. Birileri IŞİD bahanesi ile şehri yakıp, yıkmaya, çözüm sürecini zehirlemeye, bitirmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Herkesi sağduyulu olmaya çağırıyorum. Tüm siyasi aktörleri, milletvekillerini, sivil örgütleri, belediye başkanlarını sabırlı olmaya çağırıyorum. İnsanların yaşamını tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yok.
ESNAF KÜRT DEĞİL Mİ?: Marketler, dükkânlar, ATM'ler yakılıyor, yağmalanıyor. Yakan Kürt, zarar gören esnaf Kürt değil mi? Bu esnaf ki Suriye'den, Kobani'den gelen Kürde, Ezidi'ye kucak açmış. Araçlar kullanılamaz hale geliyor. Tabiî ki bunun hesabı sorulacak. Bu insanların canına, malına darbe vuruluyor.
ASILSIZ İDDİALAR: Hükümete IŞİD konusunda birçok asılsız iddia yöneltiliyor. Bunun adı akıl tutulmasıdır. Çözüm sürecini zehirleme teşebbüsüdür. Sosyal medya üzerinden hükümete yönelik kara propaganda yapılıyor. Türkiye, IŞİD ile ilgili tavrını net şekilde ortaya koydu. Ama ortada Suriye devleti var. Uluslararası hukuka göre bir devlettir. Kalkıp da kendi sınırlarınızı hiçe sayıp ülke olarak oraya savaşa mı gireceksiniz? Bu talep ediliyorsa, açıkça söylenmeli.
KAOS İSTİYORLAR: Ülkemizi kaosun içine çekmeye çalışanlar, Türkiye'nin şiddet, terör olayları ile anılan bir ülke olmasını isteyenler var. Türkiye Kobani'den kaçan 180 bin kişiyi ağırladı. Çünkü süreçle bölge birden rahatladı, refah artışı oldu. Herkes bu refahtan pay aldı. Esnaf ve tüccar para kazanmaya başladı. Birileri buna göz dikti, bunu tahrip etmeye çalışıyor. Hükümet, Diyarbakır'ın huzurunu sağlamakta kararlı. Her türlü tedbir alındı. Diyarbakır'da 1 milyon insan yaşıyor. İnsanların hayatını tehlikeye atmaya ve onların güvenliğine zarar vermeye kimsenin hakkı yoktur. Vatandaşlarımız eylemlere katılan çocukları varsa bunları sokaktan çekerek, şehrin huzurunu kaçırmasına fırsat vermemeli.
