Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Afganistan'ın başkenti Kabil'e gerçekleştirdiği günübirlik resmi ziyaretin ardından dün gece İstanbul'a döndü. Dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Paralel Yapı'dan Çözüm Süreci'ne kadar gündeme ilişkin bir çok konuda çarpıcı mesajlar verdi:
-
PARALEL YAPI MGK GÜNDEMİNDE: Paralel yapı veya paralel devlet yapılanması ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlardan bir tanesidir. Bu ay yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar gündemimizde yerini alacaktır. Ve sonunda zaten müzakerelerden sonra da basın açıklamasında tavsiye kararları vesaire hepsi çıkacaktır. Müzakerelere bağlı olarak tavsiye kararında yerini alırsa o zaman hükümet bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararını eğer bu tavsiye kararı istikametinde alması halinde o zaman bu Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içinde yerini alır.
-
PYD'YE SİLAH DESTEĞİ: Şu anda bakıyorsunuz, dışişleri bakanları sözcüleri gerek Amerika'da gerek Avrupa'da bir şeyler söylüyorlar. PYD'ye verilecek silah desteğiyle IŞİD'e karşı burada bir cephe oluşturmak... Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz.
-
İNCİRLİK ÜSSÜ TALEBİ: Türkiye Suriye'de yaşananlar üzerine koalisyon güçlerine 4 tane talep iletti. Bunlar "uçuşa yasak bölge, güvenli bölge, eğit-donat ve müdahalenin rejime karşı da yapılması. Bunlar olmadığı sürece Türkiye olarak bizim orada yer almamız mümkün değil.
-
GÜVENLİ BÖLGE İŞGAL HAREKETİ DEĞİL: Güvenli bölge sadece kendi topraklarından kaçıp Türkiye'ye sığınan vatandaşa, Suriyeli vatandaşa kendi topraklarına dönme imkanını vermektir.
-
VARSA YOKSA KOBANİ. NEDEN?: Niye illa Suriye, niye illa da Kobani diye sormak lazım. Irak'ın üçte biri gitti, acaba bu üçte birde niye hiç rahatsız değil bunlar. Varsa yoksa Kobani, neden? Bunlar manidar.
-
ÖZEL VİLLA TAHSİS EDİLECEK DEĞİL: (Çözüm sürecinde gelinen aşama ve Abdullah Öcalan'a yönelik "müzakereci" olması yönündeki talepler): Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olmuş olan bir insan var. Bu insani şartların iyileştirilmesine yönelik yapılması gereken her şeyi bu devlet yapmıştır. Herhalde kalkıp özel villa tahsis edilecek hal yok. Başmüzakereci, vesaire gibi böyle bir şey... Bunlar çok büyük tehlike, çok büyük yanlış. Bakıyorsunuz İmralı farklı bir havada, dağ farklı bir havada, Parlamento'daki temsilcileri farklı bir havada, böyle bir ayrışmanın, bölüşmenin olduğu yerde ülkemi karıştıranların hali de ortada.
-
BM'DE MANEVRAYI GÖRDÜK: BM Güvenlik Konseyi geçici üyelik seçimine ilişkin olarak bize söz verenlerin ne yaptığını gördük. 140 ülke söz verdiği halde, 140 ülkenin nasıl manevra yaptığını görmek çok açık net bir şeylerin nasıl döndüğünü ortaya koyuyor.
'MEHMETÇİK KURŞUNA BOYUN EĞMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan'daki Türk askerine başkomutan sıfatıyla hitap etti, "Sizin arkanızda 77 milyonun hayır duası var. Buradaki dik ve vakur duruşunuz bizim Türkiye'de emniyet ve huzur içinde olmamızı sağlıyor" dedi. Nerede bir mazlum varsa Türkiye'nin tüm kurumlarıyla orada hazır bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti: "Kobani'den Türkiye'ye sığınanlara en başta kucak açan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmuştur. Bazı densizler çıkıp Mehmetçiğe taş atıyor olabilirler. Bazı alçaklar çıkıp Mehmetçiğe kurşun sıkıyor olabilirler. Dünyanın en büyük ve en kadim ordularından biri olan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu insanlık dışı saldırıların hiçbirine boyun eğmez, hiçbirinden etkilenmez ve vazifesini kararlılıkla yerine getirme idealinden asla vazgeçmez."
