Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı işgal için, "Bu barbarca girişim affedilir değil" dedi ve BM Güvenlik Konseyi nezdinde konu ile ilgili girişimlerin başlatıldığını söyledi. Kobani, Halep ve Irak'taki olaylar dünya kamuoyunun dikkatini çekerken Mescid-i Aksa olayının patladığını ifade eden Erdoğan, "burada planlama var, stratejik yaklaşım var" ifadelerini kullandı. Türkmenistan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan gündemdeki konularla ilgili şunları söyledi:
BM NEZDİNDE GİRİŞİM: Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımla da konuştuk. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri ile süratle bazı temasları gerçekleştireceğiz. 1967'den bu yana böyle olay olmamıştı. Bu tamamen tahrike dayalı bir olay. Mescid-i Aksa bizim için iki kıbleden biridir. Bu dünyadaki tüm müslümanları ilgilendiren bir olay olması hasebiyle İsrail'in yapmış olduğu bu barbarca, alçakça girişim affedilir değil. Bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Gerekli tüm adımları atmak durumundayız. Aksi takdirde bu tahrikler sadece o bölgede kalmaz, yeniden intifada hareketleri başlayacağı gibi farklı yerlerde de sıkıntıları yaşayabiliriz. İsrail dinler arası ve etnik unsurlar arası gelişmeleri tetikliyor. Temenni ediyorum ki İsrail yönetimi aklı selim ile olaya el koyar Mescidi Aksa müslümanlara açılır. Yoksa İsrail bölgede tek başına kalmanın yanında dünyada da aynı durumda kalacak.
36. PARALEL HAZIRLIĞI: ("Halep düşerse göç dalgası için ne gibi hazırlıklar var?" sorusu üzerine) 36. Paralel üzerinde belli hazırlıkları ve çalışmaları sürdürüyoruz. Niçin Kobani diyorduk? Şimdi niçin Halep? Niçin Irak? Mescidi aksa ile ilgili sorulan durum da bu noktada manidar. Dikkatler bir tarafa yöneliyor. Tam dikkatler bir tarafa yöneldiğinde Mescid-i Aksa olayı patlıyor. Burada planlama var. Stratejik yaklaşım var. Bunun neticesinde bu gelişmeler üzerinde hassasiyetle durulması gereken gelişmelerdir. Halep Şam'ın en önemli ekonomik merkezidir. Bu denli önemli merkezin bombardıman edilmek suretiyle zaten o önemli yerler yıkılmışken, şimdi de nüfus yoğunluğu tehdit ile karşı karşıya. DAİŞ terör örgütünün yanında rejimin de girişimleri var. Biz bölge ile hassasiyetleri olan ülkelerle görülmelerimizi sürdürüyoruz. Halep, Kobani olsun bütün Suriye hattında hassasiyetimiz devam ediyor. Tüm yetkili arkadaşlarımız, silahlı kuvvetler bu çalışmaları sürdürüyoruz.
ÇÖZÜM İMRALI İLE İLGİSİ YOK: (Çözüm Süreci ile ilgili Selahattin Demirtaş'ın sözleri üzerine) : Sürecin değerlendirmesini yaptığımızda bu demokratik açılım ile başlamış, milli birlik kardeşlik projesi ile devam etmiştir. Çözüm süreci bunların devamıdır. Bunun ne İmralı ile ne şurayla, burayla ilgisi yoktur. Bu o dönem hükümetimizin teröre karşı halkımızı nasıl huzura kavuştururuz buna yönelik attığımız adımlardı. Milli birlik adımları farklıydı. Türkiye'nin milli birliğe ihtiyacı vardı. Bu süreci bu şekilde sürdürdük. Yeni sürece aktaralım dedik. Bu çözüm süreci olsun dedik.
SOKAĞA ÇAĞIRANIN DERDİ BARIŞ OLAMAZ: Siz kalkıp da tamamen etnik bir yaklaşım içinde vatandaşı sokağa davet eder ve 40 kişinin ölümüne neden olursanız burada senin çözüm diye derdin olmaz. Barış derdiniz varsa barış isteyen barış, özgürlük isteyen özgürlük çağrısı yapar. Sizin böyle bir derdiniz yok. Yakan yıkan molotof atanların barış diye olamaz. Bizim iktidarlarımız döneminde bu ülkede neyiniz eksikti. Barış uğruna her şey yapıldı. Şimdi hükümet de aynı şeyleri yapıyor. Bu kavramların gereğini yapacağımızın sözünü verdim. Milletim de inandığı için buna destek verdi.
"SARAY ELEŞTİRİLERİ 'ESKİ TÜRKİYE' YAKLAŞIMI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve alınan uçakla ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Erdoğan, şunları söyledi:
ESKİ TÜRKİYE YAKLAŞIMI: Bu ülkede taş üstüne taş koyanlar var ama bu ülkede yine taş üstüne taş koymayı hayal edemeyenler var, bu tür yaklaşımda olanlar eski Türkiye'de kaldı. Araba yoksa yaya gidelim diyenler vardı.
ÖZAL ÖRNEĞİ: Rahmetli Özal gelince başbakanlığa iki uçak aldı. Ona hakaret edenler oldu ama ona hakaret edenler daha sonra uçaklara bindi. Modern dünyada büyüyecekseniz, dünya ile rekabetiniz olacaksa bir şeyler yapmanı lazım.
BAŞKANLAR CADDEDE KARŞILANDI: Bu işe başlangıcımız Başbakanlık makamı olsun diye idi. Biz o caddede hükümet başkanları ile tören yapardık. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ne bu yakışır mı? Buralar bir ülkenin itibar makamlarıdır. Herkes buralara bakarak kararlar verecek. Bu neyi getirecek. Tüm merasimler konseptin içinde gerçekleşmiş olacak. Gelen tüm devlet hükümet başkanlarının Türkiye gibi sıçramasını yapan, yeni Türkiye'nin temel taşlarını atmış bir ülkenin nasıl yönetildiğini göstermesi bakımından önemlidir.
HASSASİYETLER GÖZETİLDİ: Tüm hassasiyetlerimiz kullanılarak bu yatırım yapılmıştır. Daha yapılacak işler var. Bir tarafta camisi olacak halka açık. Bir diğer tarafta 2 bin kişilik konferans salonu olacak. Bu şunun bunun değil, Türkiye Cumhuriyeti demirbaşına giriyor başka yerine değil. Kontrol makamları da bellidir.
UÇAK ZAMANDAN TASARRUF: Uçak meselesi, ayıplanacak bir konudur. Kusura bakmasınlar. Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı da başbakanı da uluslararası toplantılara gittiği zaman vakit nakittir anlayışı ile gidiyor. Zamandan tasarruf olacak.
EKMEKLİ KARŞILAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, bakanlar Nihat Zeybekci ve Nabi Avcı özel uçak 'TUR' ile Türkmenistan'a gitti. Erdoğan çiftine Aşkabat Havalimanı'nda uçaktan inişlerinde Türkmen çocuklar çiçek verdi ve bereketi simgeleyen ekmek ikram etti.
ABBAS'A TELEFON
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal'i telefonla arayarak Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerle ilgili bilgi aldı.