Demirtaş, "Müzakerenin başlıklarından biri silahsızlanmadır, PKK'nin silah bırakmasıdır. Hükümet Hükümet nihayetinde silahsızlandırılmış bir PKK'ya ulaşmak istiyor. Hükümetin doğal beklentisi. Müzakere yapanın beklentisi olur. Nihayetinde ulaşmak istedikleri budur. Fakat bu konuya nasıl ulaşılır, bu müzakerenin esas konusudur" dedi.
Dolayısıyla bugünlerde nasıl bir mutabakata varılmış, yüzde yüz bilgi sahibi değilim. Şunu biliyorum; Öcalan son görüşmede net olarak şunu söyledi:
Dedi ki, 'Müzakereye başlarsak biz bunu yıllara aylara yaymayacağız. Benim devlete önerim bu olmuştur. Siz programınızla, çözüm önerilerinizle gelin. Ben de bana yardımcı olabilecek, danışman, sekreter desteği sunabilecek arkadaşylarımla İmralı'da tartışayım. Benim de kafamda yol haritası var. Bunu arkadaşlarımın desteğiyle ortaklaştırayım, onların desteği ile bunu yapayım. Sonra oturalım bir masaya siz yol haritanızı sunun, ben de sunayım. Buradan gözlemciler tartışmayı izlesin. Bir gün iki gün; madde madde, fıkra fıkra tartışalım. Üç gün, beş gün, bir hafta, on gün ne kadar sürede bitirirse.
Bittikten sonra uzlaşıp anlaşırsak en geç Mart, Nisan ayına kadar ben PKK'dan bir kongre toplanmasını isteyip silahsızlanma çağrısı yaparım. Buna hazırım. Bunu devlet heyetine sundum' dedi. Onlar da tartışacaklar, uygun görüyorlarsa, 'evet bunları müzakere edelim' derlerse ben onu müzakere etmeye hazırım. Kandil bunu bilsin' dedi.Kandil, KCK yetkilileri de bunu desteklediler. 'Biz bu formül, bu yöntemle yürütülecek bir müzakereye hazırız, sonçları ne olursa biz önderimizin arkasındayız' diye cevap verdi. Ve bu sürede diyalog koptu. Hükümet diyor ya 'yol haritası sunduk', öyle bir şey yok. Öcalan teklif sundu, hükümet teklife karşı somut cevap vermeden bu diyalog koptu."