Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kobani olaylarından önce çözüm sürecinin nihai sonuca doğru ilerlendiğini, hatta bu süreçte ortaya çıkan yol kesme, haraç alma, asayiş olayları ve adam kaçırmalara son verilmesi konusunda da bir irade oluştuğunu, ancak buna rağmen Kobani olaylarının ortaya çıktığını hatırlattı.
Örgütün bu yolla bölgede kendilerine 'taban' gördüklerinin dışındakileri bölgeyi terk etmeye zorladığını vurgulayan Akdoğan, Kobani olaylarında ortaya konulan vandalizmin halk nezdinde tepki görmesi ve devletin bu olaylara karşı kararlılığını ortaya koymasıyla bu girişimin ters teptiğini söyledi.
Akdoğan, çözüm sürecinde devletin atması gereken adımları attığını, geçen yıl hızla Akil İnsanlar Heyetleri'nin kurulduğunu, 80 kenti gezerek halkın nabzını hükümete rapor ettiklerini; ardından TBMM'de Çözüm Süreci Komisyonu'nun kurulduğunu; arkasından süreci yasal zemine oturtan yasanın çıkarıldığını; son olarak da sürecin bundan sonrası için nasıl bir yol izleneceği, koordinasyon ve sekreterya konularının netleştirildiğini, buna rağmen örgütün bir yıl önce silahlı unsurlarını çekmesi gerekirken bunu yapmadığını vurguladı.
Daha önce başlayan demokratikleşme süreci içinde hak ve özgürlükler, Kürtçe gibi konularda önemli adımların da atıldığını hatırlatan Akdoğan, bu süreçte örgütün hala "silah bırakmanın gerekçelerinin oluşmadığı" yönündeki bahanesinin gerçekçi olmadığını söyledi.
Akdoğan, "Silahı ve terörü kutsayan söylemler, siyaseti öne çıkaran İmralı'yı anlamsızlaştırıyor. Bölge halkının seçtiği milletvekillerini tehdit eden, aşağılayan saygısız bir anlayış var. Ülkeyi terörden kurtarmak ne kadar önemliyse, siyaseti şiddetten arındırmak da o kadar önemlidir. HDP'nin işi kolay değil. HDP süreçte önemli bir misyon görüyor, Kandil'dekilerin bu misyonu zayıflatması, süreci zayıflatmak anlamına gelir" dedi.
NEVRUZ ÇİZGİSİNE DÖNÜLSÜN
Akdoğan, örgütün Öcalan'a açıktan karşı çıkamayacağını da vurgulayarak, "Kandil yeniden 2013 Nevruz çizgisine dönmelidir. Dış dinamikler de bu süreçte etkili ama biz bu süreci sabırla yürüteceğiz. Kimsenin toplumdaki bu umudu kırmaya hakkı yok. Tren rayına oturdu ama hızını belirleyecek olan demokratik çözüme yönelik inanç ve samimiyettir" diye konuştu. Kaynak: Star
