Başbakan Ahmet Davutoğlu, Paralel Yapı'nın sadece hükümete karşı değil, kendisi gibi düşünmeyen herkesi baskı altına almaya çalıştığını söyledi. atv-aHaber ortak canlı yayınında Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan Davutoğlu, şu mesajları verdi:
'DOKUNAN YANAR': (Paralel Yapı) Tamamıyla burada bir anlamda hala 'biz güçlüyüz' mesajı var. Bir ara neredeyse sembolleşmişti; 'Dokunan yanar' diye bir kavram. Hanefi Avcı bir örgüt mensubu gibi gösterilerek bir tahkikata uğradı. Yargıtay aşamasında da çok hızlı neticeye bağlanmaya çalışıldı.
KARARA ELEŞTİRİ: Yargıyı yargılayıcı bir tutum takınmamaya gayret göstermeli. Sembolik bir davada, neredeyse pazardan mal kaçırır gibi bir karar almak, 'biz hala buradayız, bizimle ilgili şu veya bu kanaati ortaya atanlar bilsinler ki onlarla biz hesabımızı görürüz.' Paralel Yapı emniyet ve yargıda o kadar odaklanmış ki tasfiye etmeye çalıştılar. Hanefi Avcı'da da bir kitap yayının da bu Paralel Yapı'yı eleştirdiği için bir baskıya maruz kaldılar.
ŞUÇLANIYOR OLACAKTIK: Aydınların bugün gazetelerde bazı açıklamaları var, çok üzüldüm. 14 Aralık'ta yürütülen soruşturma ile ilgili her türlü yayını yaptılar. Darbe teşebbüsü başarılı olup, bize dönük şiddet uygulandığında bu imzayı atan aydınlar özgürce yaşayacaklar mıydı? Hayır. Onlara da Hanefi Avcı gibi aynı uygulama yapılacaktı. Burada hepimizin sorgulaması lazım. Hanefi Avcı örgüt üyesi ise hangi örgüt üyesi? Ne yaptı? Paralel Yapı başarılı olmuş olsaydı, o dönem için sayın Başbakanımız ve bizler de belki de yakın çalışma arkadaşlarımız Tevhid- Selam örgütü diye bir takım örgütler içinde olmak dolayısıyla belki suçlanıyor olabilecektik.
SESSİZ Mİ KALALIM?: 'Benim düşüncem dışında herkesin düşüncesi yanlıştır' diyen bir grup başa gelseydi, demokrasi korunabilir miydi? 26 Mayıs 1960'ta da 'dönemin başbakanı' diye dosyalar hazırlanmıştı. Adnan Menderes ayakta kalabilseydi, demokrasi darbe yemezdi. Kendisi gibi düşünmeyen herkesin sindirilmesi, bastırılması, en sonunda da seçilmiş meşru hükümetin kurumlarına dönük operasyon. Şimdi buna karşı sessiz mi kalalım? Herkesin bu soruyu sorması gerek; Onlar başarılı olsaydı şimdi ne olurdu?
KOMPLOLARA KARŞI AŞILIYIZ: Seçime kadar karşımıza bazı şeyler çıkabilir. AK Parti komplolara karşı aşılı. Yeni ses kayıtları, görüntüler olabilir. Bundan çekiniyor muyuz? Hayır.
GÜLEN'E KIRMIZI BÜLTEN: Yasalar neyi emrediyorsa yapılır. ABD ile ahdi anlaşmalar var. ABD'den gereği neyse yapmalarını, objektif olmalarını bekleriz. ANKARA
'TEHDİT DİLİ SÜRECE ZARAR VERİYOR'
İVME KAZANABİLİR: 6-7 Ekim olaylarında bile Çözüm Süreci ile ilgili kararlılığımızı vurguladık. Görüşmelerde olumlu bir noktaya gelindiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki günlerde ivme de kazanabilir.
İMA DA OLSA: Hiç kimse imalı da olsa Türkiye'ye karşı bir tehdit dili kullanamaz. Şiddet dilini kullanmak, silahların terk edilmesi sanki bazı şartlar yerine getirilirse olacak gibi açıklama yapmak kabul edilebilir değil. Şiddet dilini kullanmak, silah taşımak olmaması gereken bir durum.
'ŞİDDETİN BİTTİĞİ İLAN EDİLMELİ'
ÖRGÜTE ÇAĞRI: Türkiye'de şiddet kullanarak siyasi hak talebinde bulunmanın bittiğinin ilan edilmesi lazım. Bunu gerçekleştirirken ne tür adımlar atılacak görüşmelerde karşılıklı olarak karar vereceğiz. Yarın sabah olacaksa bile (PKK'nın Türkiye dışına çıkması) bu geçtir. ('Silahlı grupların çekilmesine ilişkin sinyal var mı?' sorusu üzerine) Gelen bazı olumlu açıklamaları görüyorsunuz. Görüşmeler sürüyor.
GENEL AF YOK: Şu ana kadar görüşülmedi, gündemimizde de yok.