Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Başkanlık olsaydı çok daha ileride olurduk" dedi. Muhalefetin "Padişahlık istiyor" eleştirilerini de yanıtlayan Erdoğan, "Amerika, Brezilya, Güney Kore, Meksika olunca padişahlık olmuyor, yani Türkiye'de böyle bir tez ileri sürülünce niye padişahlık oluyor?" diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ilk kez bir televizyon programına katılan Erdoğan, TRT'deki canlı yayında, gündemdeki tüm başlıklara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu:
SPEKÜLASYONLAR HEP VARDI:
Başkanlık sistemi ile ilgili birçok spekülasyonlar yapılıyor. Belediye başkanı olduğum zaman da, Başbakanlık sürecimde de aynı spekülasyonlar yapılıyordu. Eğer siz reform etmeye yönelik adımlar atarsanız spekülasyonları yaparlar. Birçok cumhurbaşkanı başbakan gündeme getirmişlerdir. Turgut Özal, Demirel aynı şekilde söylemişlerdir. G-20 ülkeleri içerisinde, 10 tanesi başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Böyle bir yapı içerisinde bir gerçeği görmemiz lazım. Çok daha seri, çok daha kolay muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarız. Çok başlılık ayağınıza pranga vurmuş gibi süreci ağırlaştırıyor.
DENETİM ESASLI OLACAK:
Parlamento esaslı sistem, başkanlık sisteminde yok sayılmıyor orada da var. Amerika'da senato var, temsilciler var. Türkiye onu yapacak değil, parlamento ile bu süreci işletir. Tabiî ki denetim esaslı olacak. Meclis'in vermediği izni kullanamazsınız. Anayasa ile verilmiş yetkiler vardır. O yetki alanında hareket edeceği gibi parlamentonun vereceği yetkileri kullanacaktır. Denetimsiz anlayışın olması sıkıntılar doğurur.
BÖYLE MEMLEKET YÖNETİLEMEZ:
Yaşayan birisi olarak, teori noktasında insanlar teoriyi ortaya koyabilir. Ben damdan düşmüş birisiyim, bu işleri biraz biliyoruz. İstanbul'daki başarımız, 12 yıllık Başbakanlık döneminde yaptıklarımız ortada. Eğer bizde başkanlık sistemi olsa çok daha ilerisinde olurduk. Önümüz çokça tıkandı, çok mücadeleler verdik. Abdullah Bey ile süreç farklı oldu, şimdi süreç de farklı olur ama tersi bir süreçte zor olur. Üçlü kararnamede atamanız zor. Başkanlık sisteminde benle gelen benle gider, ama şu anki sistemde sizle gelen sizle gitmiyor. Yargı engelliyor. O zaman yerindelik ne olacak. Halk sorumlu olarak siyasiyi tutuyor, yargıyı tutmuyor. Yargı 12 defa iade ederim diyor. Böyle memleket şehirler kurumlar yönetilmez. Bence bunlar bana göre parlamenter sistemin eksikleridir. Bunların başkanlık sistemi ile aşılacağını düşünüyorum.
YARGIYI ZORLAMAKTAN SIYRILMALIYIZ:
Siz bir kuruma inandığınız kişiyi atıyorsunuz, birileri şikayette bulunuyor, alıyor. Siz atıyorsunuz, yargı alıyor. Burada bizim hukuku zorlama noktasından sıyrılmak için bunu aşmamız lazım. Anayasa değişikliği şart, onun için 367 şart. Hükümetin bunu yapabilmesi için 367 ya da 330'u yakalaması şart referanduma götürsün. Ben sistem noktasında buna inandığım için konuştum. Burhan (Kuzu) Bey'in kitabı var. Ben bunların tartışmasını isabetli buluyorum.
ÇOK DAHA İLERİDE OLACAĞIZ:
Bunun en basit örneği ortada. Dünyada en ileri demokrasi dendiği zaman, ABD diyorlar. Bu yaşanan tablo. Kitabın arasına sıkışmış birşey değil. Onlar bir hukuk sistemine oturtmadılar mı? Biz de aynı şekilde oturtma imkanına sahibiz. ABD nasıl değerlendirmişse biz de gelenek görenek her şeyimizi, hukuku hazırlamak noktasındayız. Temel hak özgürlükler noktasında çok daha iyi noktada olacağımıza inanıyorum.
BİZDE NEDEN PADİŞAHLIK OLSUN?:
İngiltere bile yarı başkanlıktır, orada hakim unsur Kraliçe'dir. Amerika'da padişahlık sistemi mi var? Amerika, Brezilya, Güney Kore, Meksika olunca padişahlık olmuyor, yani Türkiye'de böyle bir tez ileri sürülünce niye padişahlık oluyor? Dert başka. Eğer biz şu 12 seneyi bu kadar zor şartlarda yürüttüysek bu da demek ki gördüğümüz bazı şeyler var. İstiyoruz ki daha ileri gidelim, halkımızın yaşam standardını daha yüksek seviyelere çıkartalım. Türkiye'de muhalefetin hepsini kastediyorum. Kalkınma diye bir derdi yok. Biz bugüne kadar ne dediysek hep aksini söylediler. Biz de hizmetin daniskasını bu ülkede vermek istiyoruz. Bunun için de siyasi iradeyi güçlü kılmamız lazım.
HALKIN DESTEĞİ OLUMLU:
Başbakanlığımızın ikinci üçüncü senesindeki kamuoyu araştırmalarıyla bugün olay çok farklı. Partimizin tabanındaki olay bile çok ciddi bir ivme oluştu. Olaylar yaşanarak destek bu konuda arttı. Türkiye ortalamasına baktığınızda, 'evet-hayır'da denge çok çok olumlu istikamette.
BAŞKAN BİRİNCİ YARDIMCISI:
(Parlamento, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay gibi kurumların denetiminin geçerli olduğu başkanlık sistemi) Bu sistemler oluyor, ama bu sistemlerin işleyişinde başkanın belli bir yere kadar yetkisi oluyor. Başbakan, bu defa başbakan olarak değil başkan birinci yardımcısı, ikincisi yardımcısı olarak görev alanlar var. Onların muadilleri, hükümet başkanlarının olduğu ülkelerde başbakanlar. Bu demek değildir ki başkan, başbakanlarla görüşemez. Onlarla da görüşür. Sistemin omurgaları vardır. O omurgalarla lüzumsuz olanlar varsa onları zaten koyarsınız bir kenara. Olması gerekenler varsa onlarla beraber zaten yola devam edilir
"O İMAMLAR TÜRKİYE'DEN KAÇIYOR"
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Sabah Gazetesi'nin gündeme taşıyarak tek tek açıkladığı, Paralel Yapı'nın bölge ve il imamlarına ilişkin değerlendirmelerde de bu-lundu:
TÜRKİYE'DEN KAÇIŞ VAR:
Şu anda ciddi manada Türkiye'den kaçış var. Geçenlerde bir gazetede, imamlar yayınlandı. Bu imamların bir kısmı şu anda Türkiye'yi terk etmiş durumdalar, kaçıyorlar. Madem suçlu değilsiniz niye kaçıyorsunuz? Yakayı artık ele veriyorlar. Bunun arkasından başkaları da gelecek. Benim ofisimdeki böcek soruşturmasında tutuklama kararı verilenler de kayıp. Paralel devlet yapılanması içindeki durum felaket.
GÜLEN'İN DEPORTU ÖNEMLİ:
(Gülen'in iadesi) Benim için iadesinden öte, deport edilmesi çok daha isabetli olur. Deport edilsin ve Amerika, en azından 'Stratejik ortağım' veya 'Model ortağız' dediği Türkiye'ye karşı görevini yerine getirsin. Şu anda Milli Siyaset Belgesi'ne girmiş olan böyle bir örgütün başı, artık bu noktada Amerika'da tutulmamalıdır. Çünkü Amerika-Türkiye ilişkileri açısından bu önemlidir.
"SAHİPLENEN GİDİP İMAR ETSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobani'yi sahiplenenlerin enkaz haline gelen kenti yeniden imar etmesi gerektiğini söyledi
İNŞA EDECEKLER Mİ?:
(Kobani'nin tamamen Kürt güçlerin denetimine geçmesinin ardından) Halay çekiyorlardı. Ortada enkaz var. İnsanların hepsi Türkiye'de. Biz besliyoruz. Kobani'nin halini görüyoruz. İnşası kimler tarafından yapılacak. Nerede bombalayanlar? İnşa edecekler mi?
DESTEK VERİLİR, TOKİ OLMAZ:
Birileri de çıkıyor TOKİ bunu yapsın. Sevsinler seni derler. Bu kadar sahipleniyorsunuz gidin inşa edin. Biz gereken desteği yine veririz ama orayı inşa etmek gibi bir çalışma içine giremeyiz.
KOBANİ HALKI ÖNEMLİ:
(Kobani'nin kurtuluşuna üzüldünüz mü?) Ben öyle bir açıklama yapmadım. Kobani'nin kurtulmasından çok, halkın kurtulması benim için önemliydi. Onunla ilgili sevincimi başından bildirdim.
HDP SAMİMİ DEĞİL:
Süreçle ilgili ben hiçbir zaman maalesef bu arkadaşların (HDP) samimi olduğunu görmedim. Eğer samimi olsalar 6-7 Ekim olmazdı.
SANATÇILARDAN SÜRPRİZ ZİYARET
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün bazı sanatçılarla bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırlanan isimler arasında Hülya Koçyiğit, Zerrin Özer, Muazzez Ersoy, Burak Kut, Demet Akalın ve eşi Okan Kurt, Metin Özülkü ile eşi Eda Özülkü, Hakan Peker ve Esra Erol yer aldı. Erdoğan'ın programında yer almayan sürpriz buluşmanın, sanatçılardan gelen talep üzerine gerçekleştiği öğrenildi.