Bilgiç, bir soruya verdiği yanıtta, Libya basınında yer alan haberlerde belirtilen Türk firmalarının ülkeden çıkarılması kararının, Libya'nın yaşamakta olduğu siyasi ve güvenlik kriziyle meşruiyet tartışmaları dikkate alındığında, bir değer taşımadığını vurguladı.
Libya'da barışla istikrarın sağlanması ve Libya halkının refahı için çaba göstermesi beklenen taraflardan biri olan geçici hükümetin, tam tersine Libya'nın kalkınmasına ve kardeş Libya halkının yararına çalışan firmaları hedef almasının düşündürücü olduğunu belirten Bilgiç, şöyle devam etti:
"Bu yaklaşımın, kardeş Libya halkının ülkemize beslediği hislerle uyumlu olmadığı açıktır. Her hal ve karda, Türkiye'nin ve vatandaşlarımızın anlaşmalardan ve sözleşmelerden kaynaklanan haklarının korunmasıyla firmalarımızın alacaklarının tahsili ve zararlarının tazmini konuları Libya makamları nezdinde izlenmeye devam olunacaktır. Libya'daki krizin çözümü için BM öncülüğünde sürdürülen diyalog sürecini desteklemeyi sürdüreceğiz. Libyalı tüm tarafları da sürece yapıcı katkıda bulunmaya davet ediyoruz."
Bilgiç, özellikle üçüncü tarafların bu diyalog sürecine zarar verecek eylem ve tutumlardan kaçınmaları ve Libya'ya müdahalede bulunmamalarının ülkede güvenlik, istikrar ve refahın tesis edilebilmesi bakımından büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Abdullah es-Seni'nin başbakanlık ettiği Tobruk Hükümeti, önceki gün, ülkede projeleri olan tüm Türk şirketlerini uzaklaştırma kararı almıştı.
Seni, geçen hafta eş-Şarku'l Evsat gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye'yi Libya'nın iç işlerine karışmakla suçlamış ve Libya'da faaliyet gösteren Türk şirketlerini ülkeden çıkarmakla tehdit etmişti.
Libya'nın başkenti Trablus'ta faaliyetlerine devam eden Milli Genel Kongre'ye bağlı Trablus hükümeti, Tobruk Hükümeti'nin kararının yalnızca kendi ele geçirdiği bölgeleri bağladığını, bu kararın ülkenin genelini kapsamadığını açıklamıştı.
