Bundan 18 yıl önce postmodern olarak adlandırılan silahsız bir darbe gerçekleşti. İzleri bin yıl sürecek denen bu haince plan, inanan insanlar üzerinde baskı yaşam alanlarını kısıtlamayla amacına ulaşmaya, ülkeyi açık bir ceza evine çevirmek için bütün imkanlarını kullandı.
Sokakta kıyafetiyle dolaşan hacı amcadan, okuluna inancı için kapanıp giden bacıdan, oy verdiği siyasi partinin çizgisinden, sağ eline taktığı yüzükten, kıldığı namazdan, alış veriş yaptığı esnaftan bile hesap soruldu suçlu ilan edildi.
İnançlı insanları hedef aldığı apaçık ortada olan bu hainlik ayrıca ülkenin ekonomisini, siyasi hayatını alt üst etti ve bir darbe de bu noktalara vuruldu.
Oynanan oyunları her defasında bozan milletimiz bu hainliğin farkına vararak her darbeden sonra yıllarca geriye götürülmeye çalışılsa da DİMDİK durdu ve bu salvoları yara alsa da geçiştirmeyi bildi.
Dış güçlerin desteğini alarak içeriden çökertilmeye çalışılan ülkemiz tıpkı Osmanlı'nın son zamanlarında olduğu gibi "hasta adam" yaftasıyla anılmak istenmekte, bilim teknoloji ve ekonomik anlamda bağımlı hale getirilmek istenmektedir.Oyunu yazanlar aynı sadece rol alan aktörler değişmektedir.
1960dan bu yana ülkemiz üzerinde oynanan bu kirli hain ve alçaklık 28 Şubat'ta bambaşka bir boyut kazanmıştır.
Binlerce kişiyi sadece inancı için fişleyen ve onlara okuma hakkı bile vermeyen bu darbeci zihniyet bir hayalet gibi ülkemiz üzerinde dolaşmaktadır.
Şu bilinmelidir ki 100 yılı aşkın bir zamandan beri bitmek tükenmek bilmeyen darbe sevdası halen daha sivil hareketleri yaşam alanlarını ve ülke çıkarlarını takip etmekte milli çıkarlarımızı dışarıya pazarlamakta ve ülkeye hainlik yapmaktan bıkmamaktadır.
Ve bizler mucadele bekçileri olarak dün sahnelenen ve bugün de sahnelenmeye çalışılan darbelerin farkındayız ve bunların daima karşısındayız.
Ne 28 Şubat ne de bir başka darbe denemesi bizi 2023 hedeflerimizden asla yıldıramaz.
Yaşam şekli ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkes özgür iradesiyle inancını idame ettirir ve kardeşçe yaşar.
Kim ki bu ülkenin çıkarlarına zarar verir, dış güçlere bu ülkenin değerlerini bilgilerini satar, inancı için onu fişler ve dışlarsa bu ülke ve bu ülkenin önderi olduğu ümmete zarar verirse karşısında bizi bulacaktır.
Öyle okyanus ötesinden uzaktan kumandayla monşerleriyle eller ile kurulacak bir Ülke olmadığını ve hic bir zaman böyle ithal uzantili taşeronlere firsat verilmeyeceğinin bilinmesini isteriz .
Bizler ne dün ne de bugün HAZIR OLDA DURMADIK RAHAT DA DURMAYACAĞIZ.