Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Anadolu Ajansı'nın Editör Masası'na konuk oldu. Akdoğan, çözüm süreci ve gündemdeki konulara ilişkin önemli mesajlar verdiği değerlendirmelerinden satırbaşları şöyle:
HER AY KRİTİK: Eğer bu süreç seçimden önce bir noktaya ulaşacaksa önümüzdeki her ay önemlidir ve kritiktir. Nevruz da buna ivme kazandıracak bir fırsattır. Öcalan'ın kongre çağrısının vakit geçirilmeksizin hayata geçirilmesi demek, önümüzdeki bir iki ayda zaten somut bir gelişme yaşanması demektir.
DEĞERSİZLEŞTİRME ÇABASI: (Selahattin Demirtaş) Niçin Öcalan'ın mesajını, sürecin geldiği noktayı değersizleştirmeye, sıradanlaştırmaya dönük bir çabanın içerisinde? Bu çok anlam verebildiğim bir şey değil. Ama süreçte yaşayıp göreceğiz hep birlikte, nelerin, hangi mesajların verileceğini. Buna menfi siyaset denir. Yani kendi hareketinin, kendi kitlesinin geleceği üzerine plan ve hesap yapmak yerine başkalarının nasıl engelleneceği üzerine siyaset yapan bir tarz. Aslında bu, CHP'nin siyaset tarzının bir benzeri. Bu yüzden Demirtaş siyaseti ile CHP siyaseti ruh ikizi olarak da adlandırılabilir. Yani "AK Parti kaybetsin de ülke batarsa batsın" anlayışı. Başkasının yokluğu üzerinden menfi siyaset yapmak size fayda sağlamaz.
ERDOĞAN'A DUYULAN GÜVEN : Süreç ne zaman olumlu bir noktaya gelse AK Parti karşıtlığı, Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir güvensizlik aşılamaya çalışıyor. Çözüm süreci AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ediyor. Bu süreci Tayyip Erdoğan başlatmıştır. Ona duyulan güven sebebiyle büyük bir toplumsal destek oluşmuştur. Hükümete duyulan güvenle bu süreç devam etmektedir. Siyasi rekabet başka bir şeydir, provokatiflik başka bir şeydir. Demirtaş'ın yaptığı, biraz budur.
KİMSE SAYGISIZLIK YAPAMAZ: Cemil Bayık'ın açıklamalarından gelirsek, kimse Cumhurbaşkanı'na hakaret etme, saygısızlık yapma hakkına sahip değildir. "Ben teröristim istediğime hakaret edebilirim" anlayışına sahipse, çözüm süreci var diye saygısızlıkları sineye çekecek değiliz, gereken cevabı veririz. Bu şahıs, yetersizliği sebebiyle 30 yıldır kenarda duruyordu, şimdi sanıyorum bir pozisyon elde etmiş. Olsa olsa Öcalan'ın kuru söğütten düdük yapabilme becerisini gösterir. Kandil üzerinden bir baskı yapılmaya çalışıldığını görüyorum. Süreci sabote etmek isteyen, örgütü denklemde tutmak isteyen veya sürecin bu şekilde parçası olmak isteyen ülkelerin veya odakların etkili olduğu bir dış dinamiklerden söz edilebilir diye düşünüyorum.
TÜRKLERİN DE KAYGILARI VAR: Bugün Batı'nın, Türklerin kaygılarını da daha fazla gözeten bir yaklaşıma da ihtiyaç vardır. Bu sürecin geleceği buna da bağlıdır. Bu sürecin sonuca ulaşmasını isteyenler veya bir kesimin birtakım meselelerini de gündeme getirenler, bu gerçeği de görerek bunu yapmak durumunda.
16 SAYISI UYDURMA: "(İzleme Komitesi) Karar verilmiş bir şey yok. 16 sayısı tamamen uydurma. Sayı 5-6'yı geçmemek üzere, birtakım isimler de belirlendi. Sanıyorum önümüzdeki hafta Sayın Başbakanımız son kararı verecek. Öcalan'ın yanına 5 yeni mahkum verildi. Bir sekretarya yok, Öcalan ile haftanın belli günleri görüşüyorlar. Öcalan, bu şekilde misyon yüklüyor olabilir.