"Selam kumpasını önce MOSSAD’dan duydum"

Selam kumpası çerçevesinde müşteki mağdur sıfatıyla Başsavcıvekili İrfan Fidan'a ifade veren İHH insani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, paralel yapının kurguladığı kumpasın arkasında İsrail olduğunu söyledi.

Bülent Yıldırım, Türkiye'den önce İsrail İstihbarat örgütü MOSSAD'tan Selam soruşturmasını duyduğunu söyledi. Mavi Marmara saldırısından sonra gözaltına alındığı İsrail'de dokuz kez sorgulandığını, sorguda Türkiye'den de birilerinin olduğunu anlatan Yıldırım; Mavi Marmara olayını İran ile bağlantılamak istediklerini bunun için de Erdoğan'ın İran ile ilişkili olduğunu ifade ettiklerini söyledi.

MOSSAD ajanlarının sorgular sırasında sık sık Hakan Fidan ve İran ile ilgili sorular yönelttiklerini kaydeden Yıldırım, İsraillilerin "Selam örgütünü tanıyor musun ve bağlantın var mı" diye soru sorduklarını, bu konu üzerinde çok durduklarını söyledi. Yıldırım, saldırı sırasında İsraillilerin kendisini ve bir kaç kişiyi "sizi Türkiye'de öldüreceğiz" diye tehdit ettiklerini, ifade eden Yıldırım, sorguda Türkiye'den tercümanlar olduğunu da anlattı. Bülent Yıldırım; kendisine ısrarla Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah hakkında sorular sorduklarını özellikle Erdoğan'ı, İran cumhurbaşkanı ile toplantılarını ve bu toplantıların içeriğini, periyodik olarak ne kadar zamanda bir araya geldiklerini sorduklarını anlattı.

Selam soruşturmasında incelenen 7 adet harddiskte ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan görüşmelerine ait video görüntülerinin bir kısmının Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisinin 7-10 ve 11 nolu kameralarına ait olduğu belirlendi. Savcılık sözkonusu kayıtların polis tarafından alınmasıyla ilgili herhangi bir talep yazısının bulunmadığını da tespit etti. Buradan elde edilen görüntüleri daha sonra TIR baskınına delil olarak eklemeyi planladıkları öğrenildi.

Soruşturmada, Paralel örgütün, MİT'i İHH üzerinden El Kaide'ye silah ve mühimmat yardımında bulunan, Türkiye'yi de terörü destekleyen ülke gibi göstermeye çalıştığı belirtiliyor. Örgütün, kurguladıkları bu ilişkilerden, başta başbakan olmak üzere, hükümet yetkililerini sorumlu göstermeye çalıştığı kaydedildi. Şüpheliler "terör örgütüne üye olma" ve "hükümete darbe teşebbüsü" ile suçlanıyor.

Paralel örgütün ABD'de yaşayan lideri Fethullah Gülen, Mavi Marmara gemisine yönelik 2010 yılında yapılan İsrail baskınında 9 Müslüman şehid edilince, İsrail'i değil, Gazze'ye yardım götürenleri eleştirmişti. ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'a konuşan Gülen, İHH'nin önderlik ettiği bir filonun İsrail'in izni olmadan Gazze'ye yardım götürmesine tepki göstermiş, "Otoriteden izin alınmalıydı. Gördüğüm şeyler hiç de hoş değildi. Çok çirkin şeylerdi. Bu otoriteye baş kaldırmaktır" demişti. Gülen ayrıca, yaklaşım 20 yıldır 100'den fazla ülkede yardım faaliyetleri gerçekleştiren İnsani Yardım Vakfı'ndan (IHH) kısa bir süre önce haberdar olduğunu da öne sürmüştü. Gülen, "IHH'nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil" demişti.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonda, aralarında iki binbaşının da olduğu 34 muvazzaf askerden 27'si gözaltına alınarak İstanbul Beşiktaş Balmumcu'da ki Merkez komutanlığına getirildi. Haklarından gözaltı kararı verilen diğer 7 kişiye yönelik yakalama işlemi ise devam ediyor. TIR baskınları sırasında Ankara, Adana ve Hatay'da görevli jandarma görevlilerinden oluşan 34 şüpheli şunlar: Yarbaylar E.T., S.Ö, binbaşılar B.K., M.F., yüzbaşılar O.Ş., H.G., üsteğmenler G.B., H.Ö., İ.A., M.Ç., Ö.K., H.K., H.Ö., teğmen İ.Ö.A., astsubaylar H.A., R.A., İ.K., S.G., Ö.M.G., G.A., G.E., S.A., Y.Y., A.P., G.M., H.İ.K., M.Ö., uzman çavuşlar K.Ç., M.S., M.Ş.A., A.Y., C.K., H.Ü., S.Y.