Paralel yapıya mensup polislerin, haklarında çıkarılan yakalama kararları sonrası büründüğü tavırlar gülünç anlara sahne oluyor. Kiminin giydiği 'SI-FIR' yazılı tişörtlerle evde polisi beklediği, kiminin operasyonu önceden haber alıp soluğu yurtdışında aldığı, kiminin ise tezahürat için destekçi toplamaya giriştiği komedinin son örneği, eski Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç'ın yakalanma sürecinde yaşandı. Paralel örgüte yönelik İstanbul merkezli son operasyonda hakkında gözaltı kararı bulunan 29 zanlı arasında bulunan Ardıç, teslim olmak yerine şov yapmayı tercih ederek hem sosyal medyada boy gösterdi hem de polisi sıradan yöntemlerle yanıltmak istedi.
YAN BİNAYA GEÇTİ
Şişli'deki Rumeli Caddesi'nde bulunan bir avukatlık bürosuna gelen Ardıç, polisi sinyalle yanıltmak için cep telefonunu burada bıraktı. Hakkındaki yakalama kararından ötürü güvenlik güçlerinin sürekli takip ettiği Ardıç'ın telefonu sürekli aynı adresten sinyal verince ve Ardıç hâlâ teslim olmayınca, sözkonusu avukatlık bürosunda arama yapıldı. 'Polisler hukuk bürosunu bastı' algısı için telefonunu açık halde büroda bırakan eski polis Ardıç, daha sonra eski binanın arka kapısından yan binaya geçti ve buradan 'tüydü'.
Avukatlık bürosunun arka kapısından topuklayan Ardıç, diğer yandan sosyal medyada mesaj yazmakla uğraştı. Mesajlarında 'hukuk bürosunda olmadığı', 'kaçmadığı' ve 'teslim olacağı'nı iddia etti. Güvenlik güçlerinin arama çalışmaları sonucunda Ardıç, Topkapı'daki Akgün Otel'in önünde bulunduğu sırada yakalanarak İstanbul Emniyeti'ne getirildi.
GÜNEŞ TESLİM OLDU
Öte yandan aynı soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı olan komiser Metin Güneş de teslim oldu. Böylece gözaltındaki şüphelilerin sayısı 28'e yükselirken, başkomiser Ali Kavlak'ın arandığı bildirildi.
Abilerinin izinde
Balyoz, Askeri Casusluk, Futbolda Şike gibi soruşturmaların kilit ismi eski Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç, şova yönelik tavırlarıyla Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'yı hatırlattı.
'Tahşiye' kumpasına imza atanlara yönelik geçtiğimiz aralık ayında yapılan operasyonda Dumanlı ve Karaca da benzer taktiklere başvurmuş, ikili, teslim olmayı reddederek polisin gazete ve televizyon binalarına gelmelerini beklemişti. Destekçilerinin tezahüratları eşliğinde gözaltına alınan Dumanlı ile Karaca, 'medyaya baskı yapılıyor' algısı üzerinden kampanya yürütmüştü.
Yenişafak