90'ları yaşatmaya kimsenin hakkı yok

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, içerde ve dışarıda yaşananların hükümet meselesinin bir an önce çözülmesini zorunlu kıldığını belirtirken, siyasi partileri sorumluluk üstlenmeye çağırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 13 farklı ilden gelen muhtarları ağırladığı iftar sonrası şu mesajları verdi:

DİKİLİ AĞAÇLARI YOK:
Maalesef bu Külliye konusunda tamamı yanlış ve yalan olan pek çok spekülasyon üretildi. Biz Türkiye'ye gücüne ve şanına yakışır bir devlet binası yaptığımıza inanıyoruz. Bundan da milletimiz adına gurur duyuyoruz. Fakat bir takım medya kuruluşları, bir takım meslek kuruluşları ve siyasetçiler ki bunların dikili bir ağacı bile yoktur ama lafları çoktur. Israrla bu bina üzerinden bize saldırmayı alışkanlık haline getirdiler.

RAHATSIZLIKLARI MİLLETLE:
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili bu tür yalan ve iftiraların boyutu şahsımı aşmıştır. Bu iftiralar doğrudan cumhurbaşkanlığı makamına zarar verir hale gelmiştir. Burada mesele ne masa ne sandalye meselesidir. Mesele Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin millete mal olmasıdır. Bunların rahatsızlığı milletin kendisindendir.

KOALİSYONA İHTİYAÇ VAR:
7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tabloyu saygıyla karşılıyoruz. Asıl olan milli iradedir. Mevcut Meclis yapısı içinde, en kısa sürede bir koalisyon hükümetinin çıkmasını temenni ediyorum. Bu konuda tüm siyasi partilerimize, onların genel başkanlarına büyük görev düşüyor. Türkiye'nin, geçmişini tartışan değil, geleceğini aydınlatan bir koalisyon hükümetine ihtiyacı var. 1990'lı yıllarda şahit olduğumuz koalisyon tecrübelerinin ülkemize yaşattığı sıkıntıları tekrarlatmaya kimsenin hakkı yok.

MİLLETE GÖREV DÜŞER:
Cumhurbaşkanı olarak, ben milletimin arzusu doğrultusunda hareket etmeye, ön açıcı, teşvik edici olmaya gayret ediyorum. İçeride ve dışarıda yaşamakta olduğumuz kritik dönem, hükümet meselesinin bir an önce çözülmesini zorunlu kılıyor. Siyasi partilerimiz bu konuda üzerlerine düşeni yapmazlarsa çözüm mevki yine milletimizdir.

HÜSRANA UĞRATACAĞIZ:
Bugün ülkemizde Türkiye'yi terör örgütleri ile aynı çizgide gösterme çabasından tutun da seçimlerde yaşananlara kadar çok fazla bilgi kirliliği var. Hans, George bunlar bizim iyiliğimizi düşünür mü? Bunlar Türkiye'yi nasıl parçalarız nasıl birbirlerine düşürürüz bunun gayretinde. Seçim sonuçlarına bakıp, 'Türkiye sıkıntıya düştü' diye adeta sevinç çığlıkları atanları hep birlikte takip ediyoruz. İnşallah ya en kısa sürede yeni hükümeti kurarak ya da seçimleri yenileyerek, bu heves sahiplerini bir kez daha hüsrana hep birlikte uğratacağız.

2023'E YÜRÜYECEĞİZ:
Türkiye 2023 hedeflerine doğru olan yürüyüşünden vazgeçmeyecektir. Etnik ve mezhep bölücülüğe de ekonomik boyunduruğa da razı olmayacağız. Bu coğrafyadaki bin yıllık varlığımızın üzerine bin yıl ekleyerek devam ettirmekte kararlıyız.

KÜLLİYE CAMİSİ AÇILIYOR:
Bu değil bir sonraki Cuma inşallah külliyemiz içinde yapılan caminin açılışını dualarla gerçekleştireceğiz.

"ONLARA GÖRE ZENCİ TÜRK'ÜZ, GURUR DUYUYORUM"

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı ve beraberindeki heyet ile yaptığı iftarın fotoğrafı üzerinden yapılan saldırılara cevap verdi. 240 bin TL denilen masanın 4600 TL olduğunu ve diğer tüm eşyaların önceki cumhurbaşkanları dönemlerinde alındığını hatırlatan Erdoğan, iftirayı atan Mimarlar Odası ve gündemde tutan medyanın hukuk önünde hesabını vereceğini kaydetti. "Öyle ben burada konuşayım burada kalsın yok, hesaplaşacağız" diyen Erdoğan şunları söyledi:

YEMEĞİN MALİYETİ 3 BİN 390 TL:
O akşam refakatçilerle birlikte misafirler için 110 kişilik yemek hazırlandı. Yemeğin ve masanın hazırlanmasının maliyeti 3 bin 390 liradır. Kişi başı yemek maliyeti 30 liradır. Gerçek maliyeti bu olan bir iftar yemeği, milyon liralık rakamlarla kamuoyunun gündemine getirilmeye çalışıldı.

BİZE 'ZENCİ TÜRK' DİYORLAR:
Biz burada milletimizle bir araya gelip kucaklaşmak yerine sadece belli kesimleri ağırlayıp - ki hani bunların beyaz Türkleri var ya çünkü bunlar bize zenci Türk diyorlar, ben de öyle bir zenci Türk olmaktan şeref duyuyorum. - O zaman böyle bir saldırıya maruz kalmazdık. Doğrudan milletin oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak ilk günden bu yana hep aynı şeyi söyledim ben tarafsız değilim ben tarafı milletten yana olan bir cumhurbaşkanıyım. Milletin en üst düzeydeki temsil makamının meşruiyetini tanımayan, saygısızlık yapan millete yapmış olur. Cumhurbaşkanlığının itibarını korumak sadece benim değil tüm siyasi partilerin tüm kurumların ortak sorumluluğudur.