İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, son günlerde yoğun şekilde tartışılan Doğu Türkistan kriziyle ilgili kritik bir açıklama yaptı. Yıldırım, "Bugün Doğu Türkistan'dan gelen fotoğrafların gerçek olup olmadığını ya da birilerinin bu sorunu kendi çıkarları için kullanıp kullanmadığını tartışmak anlamsız. Hepimiz biliyoruz ki Doğu Türkistan'da yıllardır devam eden bir zulüm var" ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN PARTİLER HAREKETE GEÇMELİ"
"Doğu Türkistan'da yıllardır süren Çin'in baskı ve zulüm politikalarıyla ilgili son dönemde yaşanan tartışmalar anlamsız bir noktaya geldi. Maalesef insanlar gelen fotoğrafların veya haberlerin doğruluğunu tartışmaktan konunun aslıyla ilgili gerçekleri gözardı etmeye başladılar. Burada asıl mesele fotoğraflar ya da haberlerin kimler tarafından yapıldığı, bu konunun gündeme gelmesinin kimleri ilgilendirdiği değil. Doğu Türkistan'daki zulme odaklanmak ve acilen yıllardır devam eden bu zulmü durdurmak için harekete geçmek durumundayız. Bu mesele bir partinin ya da bir toplumsal kesimin meselesi değildir. Bütün siyasi partiler Doğu Türkistan'a yönelik Çin'in baskı politikalarına karşı ortak hareket etmek zorundadır. Doğu Türkistan konusunda bir takım siyasi saiklerle kenarda duran herkes bu sürecin kaybedeni olacaktır. Hiç beklemeksizin bütün siyasi partiler ortak bir Doğu Türkistan tavrı etrafında bir araya gelmelidir. Meclis'te temsil edilen ve temsil edilmeyen bütün partilere düşen, Doğu Türkistan'ı kimliğinden koparmaya dönük politikalarla ilgili tepkiyi hiç beklemeden ortak bir tavırla göstermektir" şeklinde konuşan Bülent Yıldırım, bütün toplumsal kesimlerin Doğu Türkistan'la ilgili hassas olması gerektiğini dile getirdi.
"DOĞU TÜRKİSTAN'A BİR İNCELEME HEYETİ GÖNDERİLMELİ"
"Çin'in Doğu Türkistan'da yürüttüğü politika belli bir amaca yönelik. Müslüman Türkleri kimliksizleştirmek ve eğer Çin'in onlar için öngördüğü sınırlar içerisinde kalmazlarsa da hicrete zorlamak üzerine kurulu bu politikaya karşı açık bir tavır geliştirmeye mecburuz. Bütün sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler tarafından Doğu Türkistan'da yaşananları yerinde görmek üzere bir inceleme heyeti oluşturulmalıdır. Oluşturulacak olan bu heyet hızlı bir şekilde Doğu Türkistan'a intikal ederek yaşananları yerinde görmeli ve Doğu Türkistanlı Müslümanların dertlerini dinleyerek bir rapor hazırlamalıdır. Eğer vicdanları kanatan bu zulme karşı acil bir eylem planı ortaya konulamazsa bu meseledeki suskunluk hepimizi sorumlu kılar" diyen Bülent Yıldırım, "Türkiye bu meselede İslam ülkelerine öncü olmalı" ifadelerini kullandı.
"İSLAM ÜLKELERİ DOĞU TÜRKİSTAN KONFERANSINI BİR AN ÖNCE TOPLAMALI"
"Doğu Türkistan'daki Müslümanlarla ilgili yıllardır aynı haberleri duyuyoruz ancak İslam ülkeleri bu noktada üzerine düşeni yapmıyor. Türkiye Doğu Türkistan meselesinde öncü olmalıdır. Arap Birliği ülkelerinin, Türki Cumhuriyetlerin, Asya'daki diğer Müslüman ülkelerin de dahil olacağı bir Doğu Türkistan Konferansı'nı toplama vazifesi Türkiye'ye düşüyor. Bütün siyasi partilerin ortak iradesi ile Türkiye bir an evvel Doğu Türkistan için uluslararası mahiyette bir girişim başlatarak bu konferansı toplamalı. Konferansa katılan ülkeler artık Doğu Türkistan Müslümanlarının en doğal haklarını elde edebilmesi için bir ortak tavır geliştirmeli ve İslam ülkelerinin Çin ile ticari ilişkileri de burada masaya yatırılmalı. Çünkü Doğu Türkistan Müslümanları, dünyanın en mazlum Müslüman milletlerinden birisi ve yıllardır her türlü baskıya karşın inançlarından da kimliklerinden de taviz vermiyorlar. Artık herkes tavır göstermeli ve Çin'in Doğu Türkistan'ı 'Sincan' yapma politikasına dur denilmelidir. Unutulmamalıdır ki Çin'in buradaki amacı Doğu Türkistan'da demografiyi değiştirerek bölgedeki Müslüman kimliğini uzun vadede silikleştirmektir" sözleriyle Türkiye'yi göreve çağıran Bülent Yıldırım, Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik zulümle ilgili İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da acilen inisiyatif alması gerektiğini kaydetti.
KAYNAK:HÜRHABER.COM.TR
