Meslekten ihraç edilen eski savcı Zekeriya Öz'ün Dubai tatili belgesi için işadamı Ali Ağaoğlu'nun ofisine gönderdiği kişilerle şirket yetkilileri arasında yaşananların ayrıntısı ortaya çıktı. Ali Ağaoğlu, Ağaoğlu'nun yurtdışı satış danışmanları Halil İbrahim Demirhan ve Ali Demirhan ile Öz'ün belge almaları için ofise yolladığı müteahhit Aytaç Ocaklı ve avukat Tayfun Aktaş, savcılıktaki ifadelerinde yaşananları anlattı. Hakkında "Basit tehdit" suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis istenen Öz'le ilgili dava, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nden yetkisizlikle Anadolu Adliyesi'ne gönderilmişti. İşte özetle anlatılanlar:
'OFİSTEN KOVDUM'
Ali Ağaoğlu: Halil İbrahim, Ocaklı'yı ikna etmiş, yoldan beni telefonla aradı. "Savcı Öz'ün olayının çözümüyle ilgili bir formül var demiştiniz" dedi. Ben de "Ofise gelin bakarız" dedim. Aradığında panik halindeydi. Ofisime geldiler. Halil İbrahim'den, Öz'den elden para teslim almış gibi eski tarihli makbuz istedi. Onun olmayacağını, bizim şirketten resmi olarak paraların Dubai'ye gönderildiğini söyledim. Halil İbrahim'e sayın savcıdan böyle bir para alıp almadığını sordum, almadığını söyledi. Masrafların bizim şirketimizin reklam tanıtım bütçesinden kaldığı resmi evrakla bellidir. Ocaklı benim yanımda Halil İbrahim'i hatırladığım kadarıyla "Bu iş burada kalmaz, bunun hesabını sizden sorarız, sayın savcımı size yedirmeyiz" sözleriyle tehdit etti. Ben de Ocaklı'yı ofisimden kovdum. Bu arada Aktaş da Halil İbrahim'i tehdit etti ancak sözlerini tam hatırlamıyorum. Ancak Osman A. yalnızca Aktaş'ın yanında geldi ve hiçbir şeye karışmadı.
'SİLAH GÖSTERDİ'
Halil İbrahim Demirhan: Ocaklı, araçtan inip beni bir yere götüreceğini ve araca binmemi söyledi. Bindim. Ocaklı aracı kullanıyordu. Arka koltukta tanımadığım biri vardı. Yoldayken Ocaklı'ya bir telefon geldi, arayan kişinin beni kendilerinin olduğu yere götürmesini söylediğini duydum. Ocaklı yoldayken, savcı Öz'ün tatile gittiğini, bu parayı elden verdiğini ve benim bu parayı elden aldığımı söyledi. Ben savcıdan para almadığımı söyledim. Onları Ağaoğlu'nun ofisine gitmeye ikna ettim. Ağaoğlu'nun özel emekli polislerden oluşan güvenliği vardı. Ocaklı belinden tabanca çıkartarak torpido gözüne koydu. Ağaoğlu'nu aradım. Ofise gittik. Belge istedi. Ağaoğlu talep edildiği şekilde yalan beyanda bulunmayacağını çünkü masrafları yaptığını, parayı gönderdiğini, resmi evrağın olduğunu her şeyin şeffaf olduğunu söyledi. Ocaklı bozuldu. İçeriye Aktaş ve Osman A. girdi. Aktaş, bu işin sonunun kötü olacağını hakkımızda dosyalar hazırlayacaklarını, hükümetin düşürüleceğini, tarafımızı belli etmemizi, bunun çok güçlü bir organizasyon olduğunu, onlarla beraber çalışmazsak hayatı bize zindan edeceğini, yalan ifade vermemizi ve yalan fatura vermemizi' söyledi. Bu sebeplerle hayatımın tehlikede olduğunu hissediyorum.
'SONU KÖTÜ OLUR'
Ali Demirhan: Ocaklı ve Aktaş, parayı Öz'ün ödediğine ilişkin bizden belge istedi. Yardımcı olamayacağımızı söyledim. Ağaoğlu'ndan talep ettikleri şekilde beyanda bulunmasını ve belge verilmesini istediler. Ağaoğlu, talep edildiği şekilde beyanda bulunmayacağını, parayı gönderdiğini resmi evraklarının olduğunu söyledi. Ocaklı, ağabeyime dönerek bu işin sonunun kötü olacağını, hakkımızda dosyalar hazırlayacaklarını, hayatı bize zindan edeceklerini söyledi. Aktaş da hükümeti savunduğumu, yanlış tarafta olduğumu, savaşı onların kazanacağını, hükümeti düşüreceklerini söyledi. Bu olaydan sonra eşimin kullandığı benim adıma kayıtlı otomobil çalındı ve halen bulunmadı. Aracımla seyir sırasında Mahmutbey gişelerinde ve Okmeydanı'nda trafikte başka araç tarafından sıkıştırılıp kazaya zorlandı. Bir gece eşim ve çocuklarım evdeyken girilmiş, evde ayak izleri vardı. Zanlılardan Aytaç Ocaklı ise suçlamaları reddederken "Aracıma kendi isteğiyle oturdu. Kimseyi tehdit etmedim. İş hayatım sarsıldı. Öz'ü 2 senedir tanıyorum. Birkaç kez tavla oynamak dışında herhangi bir ilişkim bulunmamaktadır" dedi. Tayfun Aktaş da "İddialar külliyen yalan, tehditte bulunmadık" şeklinde ifade verdi.
