Erdoğan olmasaydı Türkiye 2016'ya nasıl girerdi?

TÜRKİYE KOALİSYON BATAKLIĞINA SAPLANIRDI

Erdoğan olmasaydı AK Parti yüzde 49'u aşarak 1 Kasım'da zafer kazanamazdı. Zaten 1 Kasım olmazdı. AK Parti-CHP koalisyonu kurulmuş ve bakanlıklar paylaşılmış olurdu. Bu koalisyon birkaç ay içinde ülkeyi 2002 öncesine geri götürür, koalisyoncular da sevinçten havalara sıçrardı.

GÜLEN ÖRGÜTÜ ÜLKEYİ ELE GEÇİRİRDİ

Eğitim, sağlık, yargı ve iç güvenlik FETÖ'ye bırakılırdı. Tüm üniversiteler zaten FETÖ'ye bağlanacağı için dershanelere, giriş sınavlarına, soru çalmaya ihtiyaç kalmazdı. Özel ve resmi tüm hastaneler yine FETÖ'ye verilirdi. Tüm mahkeme kararları himmetle alınırdı, bugün bile büyük kısmı görevde olan FETÖ'cü hâkimler kararlarında açıkça cemaat liderinin içtihadına dayanırlardı. Genelkurmay, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü birleştirilip her alt birime kadrolu cemaat imamı tayin edilirdi. Hepsini, ayrıca Türkiye'yi ve İslam dünyasını yönetmek için Ankara'da zaten hazırlanmış olan ipek gibi binalarda bir Vatikan ya da Fetikan kurulurdu.

PKK BARİKAT KURMAYA, YOL KESMEYE, HARAÇ ALMAYA DEVAM EDERDİ

PKK teröristleri Diyarbakır, Mardin, Şırnak gibi illerde racon kesmeye, haraç almaya devam ederdi, yollarda barikat kurmakla da kalmaz, HDP'li belediyelerin yardımıyla belki de HGS ve OGS özellikli gişeler bile inşa ederlerdi. Verdikleri fikirlerle PKK'nın bölgede palazlanmasına yol açanlar daha da cesaret bulurdu.

TUTUKLU ASKERLER HAPİSTE ÇÜRÜRDÜ

Tutuklu askerler asla serbest bırakılmaz, TSK terör örgütü ve PKK barış derneği ilan edilirdi. TSK ile birlikte Diyanet de lağvedilir yerini malum cemaat alırdı.

TEK BAYRAK VE TEK VATAN TARTIŞMAYA AÇILIRDI

Bence Erdoğan olmasaydı 1 Ocak 2016 manzarası böyleydi, vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, millet fakirlik ve ihtiyaç içinde harap ve bitap duruma çoktan düşmüş olurdu. Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ilkesi Maazallah unutturulurdu. İnanmayan önüne eski günlerin medya kayıtlarını alsın, baksın, okusun, incelesin. Ancak eminim ki, Türkiye'deki muhalefet bile Erdoğan olmasaydı çok farklı bir yerde bulunacağımızı kabul eder. Şükredelim ki bütün bunlar olmadı ve 2016'ya böyle girmedik. Bugün adına 2023 dediğimiz tarihsel projeyi adım adım gerçekleştiriyoruz. Başkanlık sistemini asıl bu açıdan düşünmeli.

SURİYELİ MÜLTECİLERİ ÜLKEMİZE ALAMAZDIK

Kuzey'den başlayarak Ermenistan'la, İran'la, Irak'ta hâlâ işbaşında kalacak olan Maliki'yle, Suriye'de Esad'la, Lübnan'da Hizbullah'la sorunsuz bir komşuluk yaşar, oralarda olup bitenlere ve ülkemizin boğazını sıkmaya yönelik yağlı Şii ilmeğine gereken cevabı veremezdik. Batılı ve özellikle Alman dostlarımızı ürkütmemek için de Suriyeli göçmenleri ülkemize dahi almazdık.

LİBERAL SOLUN İSTEDİĞİ SİYASİ KAOS OLURDU

Partiler arasındaki ilişkiler bugünkü gibi olmazdı, CHP ile koalisyondaki AK Parti, MHP ile kanlı bıçaklı, HDP ile can ciğer kuzu sarması olurdu. Tam liberal solun istediği Türkiye manzarası!
Zaten 7 Haziran'da da gündeme bir türlü gündeme gelemeyen başkanlık sistemi önerisi çıkmaz ayın son Çarşambası'na ertelenirdi. CHP ile AK Parti, Batı Avrupa'daki göstermelik demokrasilerde olduğu gibi birbirinden hiç farkı olmayan ama her ikisinin de "biz daha iyi yönetiriz" dediği partilere dönüşürdü.

TÜRKİYE BATARKEN BATI MEDYASI TÜRKİYE'Yİ GÖKLERE ÇIKARIRDI

Bütün bu gelişmeler olup biterken Batı medyası Türkiye'yi göklere çıkarırdı, bütün İslam âleminde örnek gösterirdi, ama Ortadoğu'da söz hakkı da verilmezdi. Türkiye'deki küreselci aydınların kimine Nobel, kimine Pulitzer, kimine de Oscar verirlerdi.

RUS UÇAKLARI HATAY'I YOL GEÇEN HANINA ÇEVİRİRDİ

Rus uçağı kesinlikle düşürülmezdi, Rusya uçakları Hatay semalarını yolgeçen hanına çevirirler, bu kabadayılıkla ülkemize bazı taleplerini zorla kabul ettirmeye çalışırlardı.

PKK OPERASYONLARI ASLA YAPILAMAZDI

PKK terör örgütüne yönelik operasyonlar çoktan sona erer, medyanın küreselci liberalleri de karşılıklı ateşkes için imza toplardı. Medyadaki bazı liberal ve muhafazakâr kalemler de dâhil birçok çevre HDP'yi korur ve eleştirmezdi, bu partiyi PKK teröristlerinden farklı ve Kürtlerin demokratik temsilcisi olarak görmeye devam ederlerdi.