Dünyada ve Türkiye'deki darbe yargılamaları, dün İstanbul Üniversitesi'nde bir sempozyumda masaya yatırıldı. Açılışta konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Darbeci ruhu öldürmenin yolu, yeni anayasa" dedi. İşte özetle Bakan'ın söyledikleri:
DARBE YASALARININ ANASI.... TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, anayasa çalışmalarına yeniden devam edilmesi için liderlere yaptığı çağrının olumlu neticelenmesini umuyorum. Bütün darbe yasalarının anası, 1982 Anayasası'dır. Biz 82 Anayasası'nı çöpe atmayı başaramazsak Türkiye üzerindeki darbe tehdidini ortadan kaldırmış sayılmayız. Bu yüzden 82 Anayasası yerine milletin temsilcilerinin kendisini hür hissettiği bir ortamda, özgür bir biçimde yepyeni bir anayasayı hayata geçirmemiz şarttır.
HORTLAK GÖRMEMEK İÇİN... Türkiye yeni anayasa yapmak için darbeci mi bekleyecek? Değiştire değiştire 1982 Anayasası'nı hukuka dayalı, insan haklarına dayalı, hak ve hürriyetleri gerçek anlamda koruyan bir anayasa haline getiremeyiz. Tam 105 değişiklik yapmışız, biz büyük devletiz diyorsunuz ama bakıyorlar her taraf yama. Bu anayasanın ruhu burada durduğu sürece bazen 367 diye hortlar, bazen başörtüsü yasağı diye hortlar. Türkiye'nin yeniden hortlak görmemesi için bu darbeci ruhunu öldürmesi lazım. Öldürmenin yolu da yeni anayasa yapmaktır.
ERDAL EREN... Yaşı büyütülerek idam edildi. Hukuk fakültesinin, isimleri önünde profesör, doktor, ordinaryüs yazan kişilerin verdikleri akılla, raporla yaşı büyütülüp idam cezasına çarptırıldı. Darbecilerin akıl hocaları her zaman üniversitelerden çıkmıştır, medyadan çıkmıştır. Bir de darbecileri kullanan taşeron uluslararası güçlerden çıkmıştır. Türkiye'de yapılmış darbeler dahil dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın bütün darbeciler taşerondur. Darbeyi yaptıran daha büyük güçlerdir.
MESUT YILMAZ... 28 Şubat döneminde "Benim siyasi hayatıma mal olsa da imam hatiplerin kökünü kazıyacağım" dedi. İmam Hatipler var ama sayın Yılmaz'ın kökü falan kalmadı.
MİT TIR'LARI... Hukuk dışı Paralel çetenin talimatıyla yürüyen bir çalışma oldu. O dönem bakanlığın üst düzey bürokratlarına "Savcı, bizzat aramaya gider mi?" diye sordum. "Gitmez" cevabı aldım. Bunun bir başka örneği, Merve Kavakçı İslam'ın ev aramasına savcının gitmesiyle yaşandı. Birisinde Pensilvanya'nın, birisinde 28 Şubat postmodern darbecilerinin talimatıyla hukuk ayaklar altına alınıyor. Kim tarafından yapılırsa yapılsın, medya, siyaset, üniversite ve uluslararası ağa babaları yoksa darbenin başarılı olma şansı yoktur.
DARBEYİ KUTSAYAN MEDYA... Türkiye'de yapılmış darbelere bakıldığı zaman medya desteğini en başta görüyoruz. 12 Eylül darbesinde adı Cumhuriyet olan şimdi yine adı Cumhuriyet ama 'Paralel Cumhuriyet' mi eski Cumhuriyet mi belli değil. Diyor ki, 'Kahraman Türk ordusu dün gece bütün Türkiye'yi ele aldı', kutsuyor darbe yapanları. Hürriyet ise 'Türk ordusu vazife başında' diyor. Darbe yapmak vazifeymiş.
DARBELERE KARŞI KOYDUK
"Bin yıl sürecek denen 28 Şubat'ın AK Parti'nin hükümet olmasından sonraki süreçte, Türkiye bir çok darbe tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Balyoz, Ergenekon, Kafes, Yakamoz, Eldiven gibi darbe teşebbüslerine, cumhuriyet mitinglerine, cumhurbaşkanlığı seçim krizlerine sahne oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 27 Nisan e-muhtıra döneminde "Herkes yerinde oturacak" dediğinde bir tavır geliştirdi. Sayın Demirel ne yapıyordu? Fötrünü alıp gidiyordu. Kaçarak değil, fötrü alarak değil, onların karşısına çıkıp dimdik durarak, kendisine tevdi edilen milli emanete sahip çıkarak darbeleri ancak önleyebiliriz. AK Parti döneminde başlatılan parti kapatma davası, Gezi olayları, 17-25 Aralık Paralel çetenin hükümeti alaşağı etme teşebbüsü gibi darbe girişimlerinin hiçbiri başarılı olamadı. Çünkü karşı koyduk."
