Bakan Müezzinoğlu, şunları dile getirdi:
"Son aylarda iki kez Diyarbakır'a gittim, bu gidişimizde de orada şunu gördük. Halk her şeye rağmen geleceğe umutla bakıyor. İşte bizim en büyük kaynağımız da bu, her şeye rağmen yine karamsar olmuyorlar ve içlerinde her zaman bir umut oluyor. Halk devletin onların yanında olduğuna emin. Süreçteki çatışma ortamı birçok vatandaşımızın yerinden, yurdundan olmasına neden oldu. Bununla birlikte gerek bölge hekimleri olsun gerekse buradaki sağlık çalışanları vatandaşlarımızı yalnız bırakmadılar. Diğer yandan birçok diyaliz hastası vardı onlara da yine hizmet vermeye devam ettik ve devam ediyoruz.
Halkımız teröre karşı tolerans vermedi
Şunu belirtmemde fayda var, hemen her şeye rağmen vatandaşlarımız teröre tolerans vermediler. Ve oradaki halktan eminim ki teröristlere hiçbir zaman göz yummayacaklardır. Amacımız insan hayatıdır, amacımız insanı yaşatmaktır. Ama teröristlerde öyle bir şey yok. Doktorlarımızı öldürüyorlar, ambulanslarımızı kaçırıyorlar ve sağlık çalışanlarımıza baskı uyguluyorlar. Ama Biz hastalarda hiçbir ayırım yapmıyoruz terörist bile olsa tedavisini yapıyoruz. Bunlara rağmen gerek güvenlik güçlerimiz, gerekse sağlık çalışanlarımızı görevlerini eksiksiz bir biçimde yerine getirmeye çalışmaktadır.
Biz aynı medeniyetin birer parçasıyız. Bütün bölücü ve hainlere rağmen biz bir olacağız. Oradaki terörist en büyük ihaneti halka yapıyor. Başka mihrakların bir piyonu olarak Kürt halkına, bölge halkına zarar vermekteler. Eskiye nazaran Türkiye'nin hemen her yerinde sağlık merkezleri sayısı attırılmıştır. Ama bu terör belası olmasaydı şimdi başka bir boyuttaydık.
Diyarbakır'da şehir hastanesi için uğraşıyoruz
Şimdi Diyabakır'da bir şehir hastanesi için uğraşıyoruz. Ama oradaki terörün varlığı bizi rahat bırakmıyor. İster istemez yapılan işlerde bir engel oluşturuyor. Benim genel görüşüm odur ki Edirne de ne var ise aynısı Diyarbakır'da olsun. Batıda ne varsa doğuda, Diyarbakır'da o olsun. Biz bu şekilde yaklaşıyoruz.
Ama ben bunu gördüm Diyarbakır umutla geleceğe bakıyor. Ki eğer bir oran yapsak mesela mutluluk oranı. Dursa yüzde 85 ise, Diyarbakır yüzde 84'dür. Oralara gidip halkın durumuna yakından şahit olabiliriz, halkın dertlerini sorabiliriz onun için fazla rakamlar üzerinde durmak istemiyorum. Ne kadar sorunlarımızı, sıkıntılarımızı paylaşırsak o dertler o kadar azalır. Ne kadar mutluluğumuzu paylaşırsak da o kadar çoğalır. Dertler paylaşarak azalır, mutluluklar ise paylaşarak çoğalır. Birbirimize sarılmamız lazım.
Ak parti halk tarafından kucaklanıyor
Hastaların dilinde hizmet vermek bizim temel görevimizdir. Eğitim için çalışmalarımız var. Örnek olarak diyorum mesela bir köprü olacak her hastanede bir arkadaşımız olacak ve Türkçe anlamayan hastalarımıza kendi dilinde hizmet verecek. Sadece Kürtçe değil, İngilizce, Fransızca, Arapça. Hastalarla olan diyalogumuz bu çerçevede olacak. Türkiye'yi daha yukarıya taşımalıyız. AK Parti bunu başardığı için halk tarafından kucaklanıyor.
Bu halkın zengin kültürü ile büyüdüm
Her insanın bir kaderi var. Ben başka bir ülkede dünyaya geldim. Asimilasyona maruz kaldım. Yinede çok şükür bu halkın kucağında büyüdüm. Bu halkın zengin kültürü ile büyüdüm. Biz büyük değerleri olan biz milletiz. Temennim odur ki bu tuzaklara düşmeyecek birliğimizi her zamankinden daha çok koruyacağız. Benim için en büyük zenginlik odur. Umuyorum her kes isteğini yerine getirebilsin, Diyarbakırlı da getirebilsin, Hakkârili de getirebilsin.
Türkiye'deki Suriyeli mülteciler
Eğer bir işi yük olarak görürseniz o işin altında kalkamazsınız. Ama biz bu işe insanı bir görev olarak baktık. İnsan olmanın gereği olarak yapıyoruz. Biz gönülden yapıyoruz. Batı ülkeleri matematik hesaplarıyla, çıkarcı bir tutumla buna yaklaşıyor işte bu yüzden bir çözüm üretemiyor. Ama biz kapımızı herkese açtık. Artık onlar bu ülkenin bir üyesi gibi oldular. Yani hayallerini bu ülkenin temelinde yapıyorlar. Biz onlara bunu hissettirdik.
