Türkiye dünyada en fazla göçmen ağırlayan bir ülkedir. Türkiye'de tek bir mülteci karşıtı gösteri toplumda egemen olamadı. İnsani tavrı göstermek bizim için en büyük meziyettir. Savaştan kaçanlara el uzatmak tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bu hem ahlaki bir sorumluluk hem de insani zorunluluktur. Adaleti küreselleştirmek zorundayız. Türkiye'nin bu konudaki tutumu açıktır. 6 yıldır devam eden Suriye'deki istikrarsızlık boyunca açık kapı politikası uyguluyoruz. Geçen sene bir Suriyeli bana gelerek 'Yanlış anlamayın biz Türkiye'yi değil dünyayı protesto ediyoruz. Benim eşim doğum yaptı, ücret sorduğunda senin ücretin bizim vicdanımızla ödenmiştir sana hiçbir ücret ödemek düşmez cevabını aldım'. Eğer tek bir kadının Türkiye'de mağdur edildiği bilgisi size ulaşırsa buyrun o kadını getirin başımızın tacı yaparız.
"TÜRKİYE AÇIK YÜREK POLİTİKASINI UYGULAMAYA DEVAM EDECEKTİR"
78 milyon vatandaşın eşit vatandaşı olarak söylüyorum, bizim yönetimimizde hiçbir mağdur kapı dışı bırakılmamıştır, hiçbir kadının onuruna dokunulmamıştır. Bunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum. Türkiye bütün mültecilere açık kapı, açık ülke, açık yürek politikasını uygulama devam edecektir.
"HAYIR OYUNU ZARFA KOYDUM"
Soru ve cevaplar...
12 Eylül'de tüm partiler kapatıldı. AB Türkiye üyeliğini askıya alındı. O günlede daimi temsilcinin yaptığı hüzünlü konuşmayı hatırlarım. Yaklaşık 36 yıl sonra burada her şeyiyle özgür, Avrupa standartlarında demokratik bir hukuk devletin başbakanı olmaktan gurur duyuyorum. Ben hayatımda ilk oyumda o anayasanın oylandığı referandumda verdim. Darbecilere karşı olduğum için gururla gittim 'Hayır' oyunu zarfa koydum. Şeffaf bir beyaz zarfa oyumu kullandım. Bugün Başbakan olduğum ülkenin bütün bu darbe hukukunu geride bırakması en büyük idealimdir ve mutlaka gerçekleştirilecektir. Anayasa reformumuz partimizin çıkarları, bizlerin makamlarını düşünerek çalıştığımız reformlar değildir. Bir daha darbe olmasın, hiçbir vesayet ülke üzerinde kara bulut dolaşmasın diye sivil ve özgürlükçü bir anayasa için çalışıyoruz. Anayasanın bir ruhu vardır bir de iskeleti. Ruhu temel insan hak ve hürriyetleridir.
HDP'Lİ KÜRKÇÜ İHANETE ORDA DA DEVAM ETTİ
HDP'Lİ Vekil Ertuğrul Kürkçü Davutoğlu2na sorduğu soru ile gerçek amacını ortaya koydu;
- 2015 Temmuz'undan bu yana PKK ve Türk hükümet güçlerinin çatışmaları ölümlerle sonuçlandı. Aralarında kadınlar ve çocuklar da var. 300 bin kişi yerinden, yurdundan oldu. Son olarak ABD'den, AB'den gelen uyarılar ve elştiriler oldu. Siz hala Türkiye'nin Suriye'den kaçan mülteciler için güvenli bir ülke olduğunu düşünüyor musunuz?
"KENDİSİNE OY VERENLER DE BUNDAN MEMNUN OLURLARDI"
Davutoğlu: TBMM'yi temsilen Sayın Kürkçü'nün saygı gereği AB'nin resmi dili olarak Türkçe'nin kabul edildiği bu günde bir Türk başbakanla Türkçe konuşmasını tercih ederdim. Eminim kendisine oy verenler de bundan daha memnun olurlardı. Devletlerin vatandaşlarına karşı görevleri vardır. Güvenlik ve özgürlüğü sağlamak. Güvenliğini sağlayamadığınız vatandaşa özgürlük veremezsiniz. İnsan onuru bu iki şey üzerine kaimdir. Güvenliğini sağlayacaksınız ve özgürce yaşayacak. Çağdaş devletlerde mutabık olunan bir meselede kamu düzenidir. Devlet otoritesi demiyorum, kamu düzeni. Hepimizin düzeni.
DAVUTOĞLU'NDAN KÜRKÇÜ'YE TÜRKÇE CEVAP!
"BAŞKANLIK SİSTEMİ BİZİM İÇİN DAHA UYGUNDUR"
Bizim referansımız milleti esas alıp vatandaşları esas alıp devleti tanımlayan bir anayasa yazmak. Anayasa'nın ruhunu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel unsur olacaktır. Bunu size bir garanti ve teminat olarak söylüyorum. Türkiye'nin gerek kendi kültüründen gelen 'insani yaşat ki devlet yaşasın' prensibidir. İskelet parlamenterizm de olabilir, başkanlık da olabilir. Otoriterleşen parlamenter sistemler de olabiliyor başkanlık sistemi de. Seçilmiş başbakanı kontrol etmeye dayanan asker Cumhurbaşkanına dayanan bugünkü yönetim sistemini değiştirmemiz gerekiyor. Yetki kimdeyse sorumluluk onda olmalıdır. Maalesef geçmişte bütün sorumluluk Başbakana, frenleyici mekanizmalar Cumhurbaşkanına verilmiştir. Bizim için başkanlık sistemi uygundur ama herşeyi tartışabiliriz. Türkiye inşallah önümüzdeki dönemde sivil, milli iradenin süzgecinden geçmiş insan onurunu esas alan sivil anayasaya geçecektir.
"SAYIN KÜRKÇÜ'DEN TÜRKÇE HİTAP ETMESİNİ BEKLERDİM"
Sayın Kürkçü'nün HDP milletvekilidir. Kendi milletine saygı gereği Türk Başbakanına Türkçe hitap etmesini beklerdim. Emin Türk halkı bundan daha da memnun olurlardı. Devletin vatandaşına iki görevi vardır; güvenlik ve özgürlüğü sağlamasıdır. Sayın Kürkçü'nün mayın çukurlarından geçerek okula gitme zorunluluğu olan bir çocuğu olsaydı, ya da Cizre'de tedavi oluyor olsaydı, Kızılay'da otobüs beklerken ölen kişilerden birinin akrabası olsaydı herhalde PKK'lılara gerilla değil alçak katil derdi. Ben burada yüzde 49,5 oy almış bir Başbakanım. Kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, çatılara keskin nişancılar yerleştirirse onu durdurmak benim asli görevimdir. Bu mücadele siz isteseniz de istemesiniz de her Türk vatandaşı kendini güvende hissedene kadar sürecektir.
BAYKAL'DAN DAVUTOĞLU'NA TEBRİK
"TÜRKİYE'Yİ KİMSE SURİYE'YE DÖNDÜREMEYECEKTİR"
Eğer silahlar terkedilseydi, silahlı mücadele bitseydi başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Silahı terör örgütü terketmeyecek, mayın döşemeye devam edecek. Siz dönüp desteğini halktan almış bir başbakana 'Bu operasyonlar ne zamana kadar sürecek" diyorsunuz. Türkiye'de herşey konuşalabilir. Türkiye'de istediğiniz şeyi söyleyebilirsiniz. Türkçe düşünüp konuşsaydınız sorularınız cevabını anlayabilirdiniz. Merak etmeyin Suriyeli hangi mülteciye sorarsanız sorun Türkiye bayrağı altında kendini güvende hissediyor. Al bayrağın altına girip huzur bulmak için Türkiye'ye geliyorlar. Türkiye'yi kimse Suriye'ye döndüremeyecek. Terör bitecek Türkiye'de demokratik ve hukuk ebediyete kadar sürecektir.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU AKPM'DE SERT ÇIKTI
HDP'LİYİ YERİN DİBİNE SOKTU, İLK TEBRİK BAYKAL'DAN
Burada kendisine "Cizre'de, Sur'da çocuklar kadınlar öldürülüyor" diye kendisine seslenen ve soru soran Ertuğrul Kürkçü'ye sert bir cevap veren Davutoğlu'nu ilk tebrik eden isim Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi'nde üye olan CHP'li Deniz Baykal oldu. Deniz Baykal Davutoğlu'nun konuşması biter bitmez kendisine yaklaşarak onu ilk tebrik eden kişi oldu.
