Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün katıldığı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 23. Olağan Kurulu ve İhracat Şampiyonları Ödül Töreni'nde sert mesajlar verdi:
OYNANAN OYUNLAR:
Hem ülke içinde hem de iş bağlantıları için gittiğimiz diğer yerlerde Türkiye'yi yeniden eski sancılı günlerine döndürmek için kurulan tezgahları, oynanan oyunları hep birlikte takip ediyoruz. Hala Gezi olaylarına ağaç meselesi diye, 17-25 Aralık darbe girişimine hukuk operasyonu diye, bölücü terör örgütünün eylemlerine demokratik tepki diye bakanlar varsa, izanından şüphe ederim. Alman Parlamentosu'nun aldığı son karar da bu zincirin son halkasıdır.
ŞANTAJ ARACI:
Dünyada soykırım konusunda söz söyleyebilecek en son ülkenin bize böyle bir ithamda bulunması, hukukçuların tabiriyle söylüyorum, hayatın olağan akışına uygun değil. Önce onlar bir Holokost'u yeniden tanımlasınlar. Meselenin Ermeniler olmadığını, onların sadece asıl oyuna alet edildiğini, istismar edildiğini iyi biliyorum. Ermeni meselesi, dünyanın her yerinde, Türkiye'ye karşı şantaj aracı, bir sopa olarak kullanılmaya başlandı. Kaçan Paralel ihanet çetesi elemanları, Almanya ve Batı ülkelerinde rahatça hayatlarını sürdürebiliyor. Nice katili, mensubu oldukları örgütten dolayı himaye eden ülkeleri biliyoruz. Özdemir Sabancı'nın katiliyle ilgili henüz yeni adım atıldı. Kaç yıl geçti? Yaklaşık 20 yıl.
SİCİLLERİ KANLI:
Şayet geçmişin muhasebesini yapacaksak, bu konuda en alnı ak, yüreği ferah ülke biz oluruz. Bu konuda pek çok ülkenin sicili çok karanlık ve kanlıdır. Şimdi biz de önümüze Batı ülkelerinin ve diğer devletlerin geçmişlerinde yaşanan suçların bir listesini koysak nasıl olur? Kıbrıs Rumları'nın adada yaptıkları soykırımların şahitleri hala hayatta... Ermenilerin Karabağ'da gerçekleştirdikleri vahşete maruz kalanlardan hakikatleri dinlemek bugün de mümkün.
KABUL ETMİYORUZ:
Tüm dünyaya sesleniyorum. Biz soykırım ithamını asla kabul etmiyoruz. Birinci Dünya Savaşı şartlarında, ülkemizin dört bir yandan kuşatma altına alındığı bir dönemde, elbette Anadolu'da asayişi sağlamak amacıyla bir takım tedbirler alınmıştır. Biz bütün arşivlerimizi açtık. Varsa siz de arşivlerinizi açın. Gelin araştıralım buradan kararı verelim. Ama buna yüreğiniz yetmez. Çünkü böyle bir şeye girdiğiniz anda nasıl rezil olacağınızı biliyorsunuz.
SET OLMAKTAN ÇIKARIZ:
Buradan Almanya'ya ve tüm Avrupa'ya şu mesajı vermek istiyorum. Ya gündemimizdeki meseleleri hakkaniyetli bir şekilde çözüme kavuştururuz ya da Türkiye Avrupa'nın sorunlarının önünde bir set olmaktan çıkar, sizi dertlerinizle baş başa bırakırız.
100 BİN ERMENİ:
Ülkemde 100 bine yakın Ermeni var. Bunların yarıya yakını vatandaşımız. Böyle bir hassasiyeti gözetmemiş olsak, şu anda bizim vatandaşımız olmayan Ermenileri biz niye ülkemizde tutalım? Avrupalıların yaptığı gibi biz de onları Ermenistan'a göndeririz. Almanya'nın uyguladığı soykırımdan kaçanların bir kısmını ülkemizde misafir ettik. Kırım Türkleri, pek çok Kafkas kavmi, Afganistan'da ve Çeçenistan'da yaşananların her biri birer trajedi. Bizim geçmişimizle ilgili utanacağımız hiçbir meselemiz yoktur. Ülkemizi sık sık Ermeni soykırımı tasarılarıyla tehdit eden devletlerin her birinin arkasında, milyonlarca masumun kanı ve vebali vardır.
'FORMASYON DENİLEN ŞU BELAYI BİR KENARA KOYUN'
Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin mezuniyet törenine de katılan Erdoğan, şunları kaydetti:
Ben de böylesine köklü bir eğitim kurumu olan Marmara Üniversitesi'nin mezunu durumundayım. Bugünlerde birileri yine şahsımla alakalı olarak, 'diploması vardı, yoktu' diye tartışma başlattılar. Kayıt olduğum, okuduğum ve mezun olduğum okul, sınıf arkadaşlarım ortada. Ayrıca üniversite yönetimi resmi açıklamayı yaptı. Tüm bunlara rağmen birileri ısrarla bu meseleyi köpürtmeye devam ediyor. Ne yaparsanız yapın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserle ortadayız.
İmam hatip okullarının önünü kesmek adına, ülkemizin mesleki eğitim sistemi felç edildi. Bugün hala etkisini sürdüren ara elemanı ihtiyacı, 28 Şubat döneminde mesleki eğitimin çökertilmiş olması yüzündendir.
Şu anda imam hatip okullarımızda, imam hatip liselerimizde ciddi bir öğretmen açığımız var. Milli Eğitim Bakanımız da burada. Bundan önceki Milli Eğitim bakanlarımıza da söyledim. 'Formasyon denilen şu belayı bir kenara koyun' dedim. Nedir Allah aşkına ya? Bizim zamanımızdaki hocaların başında formasyon diye bir bela yoktu ki ya. Şimdi illa yapılacaksa formasyon o da yıl içine yedirilsin. Bir sene niye kaybetsin? Doğru mu? Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Böylece bu açığı da kapamış olacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu formasyon belasından kurtarın artık
MERKEL'E ELEŞTİRİ:DÜRÜST DEĞİLLER SAMİMİ DEĞİLLER
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Medipol Üniversitesi
2015-2016 Akademik Yılı
Mezuniyet Töreni'nde yaptığı
konuşmada ise Almanya
Başbakanı Angela Merkel'i
eleştirdi:
Ey Almanya, ya sen ne
yapmak istiyorsun? Senin
derdin ne? Önce onu söyle.
Kendisiyle konuştuğumuzda
da bana ne diyor biliyor musunuz?
Bu olaydan hemen önce,
"Elimden geleni yapacağım"
diyor. Senin elinden gelen parlamentoda
oylamaya katılamamak
mı? Dürüst bir davranışın
olsa katılırdın. O bir hanımefendi
hani 'ret' dedi ya, ikinci
ret de senin oyun olurdu.
Ben de seni alkışlardım. Türk
Parlamentosu'nda bir oylama
olduğunda, 'siz grubunuza
sahip çıkarsınız' diyen siz
değilmisiniz? Peki siz grubunuza
neden sahip çıkmadınız?
Bunu kendisine söyledim.
Dürüst değiller, samimi değiller.
Bunların aldığı bu kararın
kıymeti harbiyesi yok. Burdan
girer, burdan çıkar. Biz tarihimizin
sorgulanması Alman
Parlamentosu'na bırakacak
kadar kusura bakmayın, aşağılık
değiliz.
ÖZGÜRLÜKLE İLGİLİSİ YOK
Üniversitelerimizde kendi
ülkesine ve milletine ihanet
mahiyetinde bildirilere imza
atanlar, sosyal medyada mesaj
yayımlayanlar, yurt dışında
konuşanlar var. Bu eylemlerin
hiçbirinin akademik özgürlükle
ilgisi yoktur. Maalesef üniversitelerimizdeki
150 bin öğretim
elemanı içinde, kendi ülkesine
ve milletine söverek yükselmek
isteyen 3-5 bin kişinin olduğu
anlaşılıyor. Biz ilim irfanları
ile başımızın tacı olan gerçek
akademisyenlerimizi kesinlikle
tenzih ederek, adeta 5'inci kol
faaliyeti icra eden bu mankurtları
bir kez daha kınıyorum. Bu
topraklarla ve milletimizle hiçbir
gönül ve değerle bağı bulunmayan
bu güruhun en kısa
sürede üniversitelerimizden
temizleneceğine inanıyorum.
Biz artık çarpık faaliyetleri
ile değil, akademik faaliyetleri
ile buluşları ile uluslararası
düzeyde ses getiren yayınlarıyla,
ödülleriyle, ülkemizin
hedeflerine ulaşması konusunda
ortaya koydukları başarılarla
gündeme gelen üniversite mensuplarını
konuşmak istiyoruz.
Bu güruhun yaptığı densizliklerle
akademi dünyasına zarar
verdiklerini biliyoruz.
'DELİKANLI OLUN CİĞERİMİ YİYİN'
Bizim Avrupa Birliği'yle (AB) de, Avrupa ülkeleriyle de bir meselemiz yok. Biz coğrafi olarak nasıl Avrupa'nın bir parçasıysak, Avrupa'yı da kendimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. AB'nden vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Ya bu meseleyi adaletli bir çözüme kavuşturacağız ya da kendi yolumuzu tayin edeceğiz. Güneydoğu Anadolu illerimizdeki operasyonlarla, Suriye meselesinin gidişatıyla ilgili konuşacaklarımız, soracaklarımız var. Gümrük Birliği'nin yenilenmesi, AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması meselesi var. Nerden çıktı bu üçlü mesele? Biz Gümrük Birliği'nde beraberiz. Şimdi kalkıyorsun ABD ile iş tutuyorsun. Bizim istediğimiz sadece Türkiye'ye karşı adaletli davranılması, çifte standart uygulanmaması. Karşımıza Ermenileri, terör örgütlerini, STK görünümlü operasyon birimlerinizi, medya görünümlü propaganda makinelerinizi sürmeyin. Yani siyasi, ekonomik ve medyatik bel altı vuruşlar yapmayın. Kasımpaşa'da dedikleri gibi, delikanlı olun ciğerimi yiyin.
'ONLARIN KANI BOZUK'
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Marmara
Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi'nin töreninde,
Almanya Parlamentosu'nun
kararı için de şunları kaydetti:
"Orada 11 tane Türk
varmış. Ne Türk'ü, geç o işi.
Onların Türklükle alakası
yok, onların kanı bozuk bir
defa. Onların kimin sözcüsü
oldukları belli zaten. Onlar
bu ülkedeki bölücü terör
örgütünün Almanya'daki
uzantılarıdır. Benim zaman
zaman söyleyip, başka yerlere
çekilen 'Alman ekolü'
dediğim olay budur işte. "
Erdoğan, Cem Özdemir
için de isim vermeden
"... Ki çocuk o. Anlamaz
o işlerden. Çıkmış Alman
Parlamentosu'na böyle bir
metni gönderiyor. Tarih
bilincin, arşiv bilincin nedir
senin?" ifadesini kullandı.