Dokunulmazlıklar üzerinden meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hakaret eden bu densizlerin amacı, Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmak
Açık, net söylüyorum, benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum yoktur. Artık bizim ölçümüz ülkemizin ve milletimizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmaktır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ndeki Fahri Doktora Tevdi Töreni'nde konuştu. Türkiye'nin, son 3 yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık olaylara bakış açısını değiştirmiş, kendisine yeni yol çizmiş bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bundan sonra bizim için 'Şu ne der, bu ne der' diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz ülkemizin ve milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
HALKI SOKAĞA DÖKTÜLER: 80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır'da halkı sokağa davet ettiler ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen Kürt'tü, öldüren Kürt'tü. Bunu onlar yaptı. Esasen yaşanan hadise çok açık ve nettir.
BU DENSİZLERİN AMACI: Dokunulmazlıklar üzerinden meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı, Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık, net söylüyorum; benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir. Milletim ne diyor? Aslolan budur. Yoksa, 'Batı ne diyor?' Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmüyor. 53 sene Avrupa Birliği'nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı'dan biz ne bekleyeceğiz. Kendimizi aldatmayalım. Biz kendi göbeğimizi, kendimiz keseceğiz."
DİKTATÖR DESİNLER UMRUMDA DEĞİL: Böyle baskılarla, maskılarla, gazetelerle bizi karikatürize edecekler, bilmem ne yapacaklar, bunun neticesinde de bizler geri adım atacağız. Boşuna bu şeylerde kafalarını yormasınlar. 14 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde de gayet iyi tanıdım bunları. Artık hücrelerini okuyorum. Onlar bana diktatör demiş, bilmem şunu demiş, bunu demiş. Hiç umurumda değil. Bir kulağımdan girer, öbür kulağımdan çıkar. Milletim ne diyor, önemli olan bu.
PEŞİNEN KABUL ETTİLER: Meclis'in karar verdiği, Anayasa Mahkemesi'nin hukuka uygun bulduğu, yargının kendi usulü çerçevesinde harekete geçtiği bir konuda birilerinin çıkıp 'Biz sizi tanımıyoruz' demesi aslında 'Bunun için bize yapılacak her türlü muameleyi de peşinen kabul ediyoruz' anlamına geliyor. Çünkü hukukun usulü bellidir; ifade vermeye gitmezsen zorla götürülürsün. Önceki gün yapılan işlemlerin adı tam olarak işte budur, yani hukukun işletilmesidir. Bu ülkede hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse kendisini hukukun üstünde, dışında, sağında, solunda göremez.
TERÖRİST GİBİ DAVRANIRSANIZ...: İfadeye çağrılan malum partinin milletvekillerine yönelik suçlamalara baktığımızda, arabasıyla terör örgütüne silah taşımaktan, terörist nakline, sırtını terör örgütüne dayadığını ilan etmeye kadar her şey var. Eğer siz milletvekili gibi değil de terörist gibi davranırsanız elbette terörist muamelesi görürsünüz. Bir fikri, bir siyaseti savunmakla terör örgütünü, teröristi, terör eylemlerini savunmak çok farklıdır. Bizim her türlü fikrin ifadesine, katılmıyor olsak da saygımız vardır. Ancak konu ülkenin bütünlüğü, milletin birliği, vatandaşların can güvenliği olduğunda hiç kimse kusura bakmasın, gözümüz kimseyi görmez.
GAYET YERİNDE BULUYORUM: Şahsen polis ve yargının tasarruflarını gayet yerinde buluyorum. Türkiyeyi kimsenin suç işleme imtiyazının olmadığı, doğrudan ve dolaylı hiç bir terör örgütünün faaliyet gösteremediği bir ülke haline getirmekle mükellefiz.
OBAMA BENZETMESİNE ÇOK GÜLDÜM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütüne
verdikleri destek sebebiyle
ifade vermek üzere gözaltına
alınan, bir kısmı da
tutuklanan milletvekilleriyle
ilgili Batı ülkelerinden
gelen tepkilere değinerek,
"Rahatsız olanlar mı?
Kaygılı olanlar mı? Hatta
derinden kaygılı olanlar
mı ararsınız. Ankara'nın
anlayacağı güçte hareket
etmekten bahsedenler
mi ararsınız. Türkiye'nin
demokrasiden uzaklaştırıldığını,
Avrupa Birliği ilkelerine
sırtını döndürdüğünü
ifade edenler mi ararsınız.
Hoş görülebilir seviyenin
ilerisine geçtiğimizi
söyleyen mi ararsınız.
Daha neler neler. Batının
siyasetçileri böyle söyler
de medyası geri kalır
mı? Onlar da kendilerine
göre Allah ne verdiyse
deyip döşemişler. Özellikle
de tutuklanan eş başkanlardan
biriyle ilgili yapılan
Obama benzetmelerine çok
güldüğümü ifade etmek
isterim" diye konuştu.
SENİNKİ HUKUK DA BİZİMKİ GUGUK MU?
(Avrupalı bakanların Türkiye'yi ziyareti) Ne olacak gelip gideceksiniz, burada kararı mı değiştireceksiniz? Burada hukuk var. Biz bunlara bir şey söylediğimiz zaman diyorlar ki, 'Biz hukuk devletiyiz, dolayısıyla biz hukuka müdahale edemeyiz, hukuk bağımsızdır, tarafsızdır.' Seninki tarafsız, bağımsız; bizdeki hukuk, guguk mu? Bizimki de tarafsız, bağımsız. Sen nasıl saygı istiyorsan bize de saygı duyacaksın, kusura bakma... Birçok olayda hep bunu önümüze bahane olarak çıkarmışlardır.
EY BATI BUNLARI DUY!
Cumhurbaşkanı
Erdoğan: "Sadece 20 Temmuz 2015'ten bu yana PKK, 787 güvenlik görevlimizi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı malzemesi, 15 bine yakın bomba ele geçirildi. Ey Batı, bunları duy bakalım. PKK'da Batı'nın ağır silahları var. 'Koalisyona vermiştik' diyorlar. Siz kimi uyutuyorsunuz?"
UMURUMUZDA DEĞİLSİNİZ...
"Türkiye, terör örgütüne karşı pek çok batı ülkesinin II. Dünya Savaşı'ndan beri görmediği, yaşamadığı çapta bir mücadeleyi sadece bir yılda verdi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin maruz kaldığı terör saldırılarına bu kadar kör olanlar, hadise terör örgütleri ve onlara destek verenler olunca birden ortaya dökülüyor. Feveranları da açıkçası umurumuzda değil. İktidar partisinin il başkan yardımcılarını, ilçe başkanlarını, gençlik kolu başkanlarını öldürüyorlar. Hani nerede batı? Şu anda en az 30'a yakın kaçırdıkları mühendis, öğretmen, polis, subay var. Hani nerede sesiniz? Öğretmenler var. Niye sesiniz çıkmıyor?"